Psikoloğum Domates Salçası



Psikoloğum Domates Salçası


Bazen erkenden yatar yeni günü iple çekersin. İçinden bir sıkıntı olduğunu bilirsinde, bu darlanmanın nedenini bir türlü bulmazsın. Bütün gece bir sağa bir sola döner, ara sıra tavanı seyreder fakat ne hikmetse, beklediğin uykuyu bulamazsın. Nihayet sabah oldu diye sevinirsiniz ama gerginliğin hissedilir ölçüde daha da artmıştır. Daha iyi anlaşılsın diye biraz daha farklı anlatayım şu anki ruh halimi. Hani bazen uçak yolculuğunuz olur ya , siz tam zamanında hava alanında olursunuz, tüm kontrol kapıları ve bilet işlemlerini eksiksiz ve tam zamanında tamamlamışsındır ama; seni tedirgin eden, rahatsız eden bir şeyler hala göğüs tahtanın üstünde koca bir kaya gibi durur ve kaygılanmaya devam edersin. İşte tam o sırada iç sesin sana uçağın rötar yapacak mesajlarını tekrar tekrar göndermeye devam eder ya. Sen iç sesinin mesajlarını düşünürken iç sesin yine haklı çıkar, o lanet anonsu duyarsın ve biraz daha gerilirsin. Bu sefer iç sesin sana, hayır olsun, bir aksiliktir devam edip duruyor, bakalım bu işin sonu nereye varacak demeye devam eder. İşte ben bu ruh halimle boğuşurken kapı zili çaldı. Bu saatte kim olaki acaba? Demeye kalmadı, mutfaktaki eşim seslendi, salça siparişi verdim bir zahmet sen alırımısın, tamam hayatım, mecbur emir büyük yerden, alacağız elimiz mecbur.
Daire kapısını açıyorum, Karşımda bizim sitedeki şarküterinin elemanı tam burnumun dibinde dikiliyor.
Salça sipariş etmişsiniz buyurun onu getirdim.
Ne kadar?
Çocuk önce fişi uzatıyor, toplam 15 tl.
Fişte salçanın bedeli var, 13.5 tl, 1.5 tl hizmet bedeli.
Ben cebimdeki cüzdandan ödemeyi yapıyorum. Ama garip bir şey oluyor. Benim iç ses donup kalıyor. Cevap verecek durumu kalmadı, anladığım kadarıyla. Kafası karıştı, ya da düşük işlemcili bilgisayar gibi dondu kaldı, mübarek. Şu an ya neden diye merak ediyorsunuz, yada çok zekisiniz anladınız siz konuyu :) . Bu sefer iç sesimden önce kendime geliyorum, o beni uyarmadan önce davranıyorum. Yuh diyorum küçük bir salça kavanoz 15 tl mi olurmuş! Şarküterinin elemanı kısa boylu tıknaz bir çocuk, bir adım karşımda. Aklı sıra endişeme ortak olacak. Her şey çok zamlandı, haklısınız abi, herkes sizin gibi isyan ediyor, şiddetli tepki veriyor. Bu yılın mayıs ayında bu salça 4.5 tl di demez mi. Bende jeton nihayet düşüyor. Aklım başıma geliyor. 6 ayda bu kadar zammı olurmuş diyorum sesimi yükselterek. Göğüs tahtamın üzerindeki beni rahatsız eden yükün nedenini buluyorum. Evet beni rahatsız eden, kaç gündür geren, huzursuz eden sebeplerin hepsi tek tek gözümün önünden akmaya başlıyor. Donan hafızamın ekranı hafızama kayıt ettiklerimi tek tek akıtmaya başlıyor.
Geçen gün dolmuştaki konuşmalara kulak kabartmıştım, önce onları hatırlıyorum. İnsanlar doğal gaz faturalarını konuşuyorlar. Çok zamlandı , çok pahalı, en az %40 zam gelmiş, zorlanıyorum, daha kışın başı nasıl baş edeceğiz bilemiyoruz.
Sonraki gün mahallemdeki kafede, sıcak espresso'mu yudumlarken yan masadaki muhabbetler canlanıyor zihnimde. Elektrik faturası masanının üzerinde duruyor, kime ait olduğunu anlayamıyorum ama , şikayetler, tepkiler, tespitler, yüksek sesle dillendiriliyor. Hele o son uygulama nedir öyle, elektrik saati açılış ücreti 24 tl, den 33 tl ye yükselmiş, Bu ne insafsızlık, bu nedir böyle, olmaz, yapılmaz. Derken kafenin sahibi karışıyor söze, 1.300 tl fatura gelmiş dükkana, geçen yıl 600 tl civarında geliyordu, böyle zam mı olurmuş, hele bu 225 tl sayaç okuma bedeli nerden çıktı, Karışık sesler geliyor masadan. Saçmalıyorlar artık, dayanacak gücümüz kalmadı, dönemiyoruz, bu dükkanın kepengi her sabah bana kaça mal oluyor, yeter bıktık diye devam ediyor kafenin işletmenin sahibi.
Yine bir kaç gün önceki başak bir anımı hatırlıyor hafızam. Bize içme suyu getiren firmanın elemanı abi senin artık bizden son su siparişiniz olur her halde soruyor. Neden diye merak ediyorum ? Suya zam geldi dedi. Söylemese haberim olmayacak, ödemesini yapmıştım, gitsene be çocuk, ne kurcalıyor merak ediyorsun. Abi dedi bir damacana su 14.5 tl oldu haberin olsun, Ben eski fiyatı neydi ki diye sordum. Çok zam geldi abi 12,5 tl den 14.5 oldu dedi ve usulca diğer müşterilerine hizmet vermek için apartmandan ayrıldı. Yuh dedim bu ne böyle, hemen hesap yaptım kafamdan. İski faturam 90 tl civarında içme suyu her hafta bir damacana olsa, ki daha fazla olur en az 60 tl toplam 150 tl su parası ediyor. Gerçekten diyorum çok para, millete Allah kolaylık ve sabır versin.
Bulmuştum sıkıntımın nedenini sonunda.
İşte bu konuşmalar bu feryatlar beni böyle umutsuz ve gergin yapmıştı. Göğüsüm üstündeki bu anlaşılmaz sıkıntı bu yüzdendi, evet evet sanki değil bu yüzdendi. İnsanların geçim derdi beni de etkilemiş umutsuzluğumu karamsarlığımı arttırmış, moralimi bozuyordu kaç gündür. Gerçekten hayat pahalılığı insanları mutsuz ediyor, hayattan soğutuyor, derin derin düşündürüyordu. Asgari ücret komisyonu toplanmıştı hadi bakalım bir umut, ne çıkacak dedim kendi kendime.
Salçayı elimden mutfağa bıraktıktan sonra salona geçtim. Çekyata oturup peş peşe gelen zamları düşünemeye başladım, aynı zamanda elimdeki tv kumandasıyla kanallar arasında gezinirken, bir haber kanalının alt yazısı ilişti gözüme, Yeni yılla birlikte, kitap ve kırtasiye ürünlerindeki KDV oranı %8 den 18 çıkarılıyormuş, onu alt yazı geçiyordu. Uygulama Ocak 2019 tarihinden itibaren geçerli olacakmış.

İşte beni can evimden vuran haber bu oldu. Kitaplar en yakın dostlarımdı, beni onlardan ayırmaya mı çalışıyorlardı, bu olmazdı, olamazdı, insan dostundan ayrılır mı hiç. Hemen çözüm bulmuştum kendimce , vazgeçmek yok dedim, ikinci el kitap alır okur dertlenirim, olmadı gider bir kütüphaneye üye olur ordan kitap alır ben yine kitapsız durmazdım. Zaten ben devlet kütüphanesine üyeydim, hemen girip e devletten kontrol etmeliydim, silindiyse kaydımı yenilemliydim, evet vazgeçmek yok dedim, direnmeye aydınlanmaya devam, devam. Kitaptan, tarihten, edebiyattan, sanattan ve kültürden mahrum edemezdim kendimi. Ben kitapsız yapamazdım.
Hanım hadi diye seslendi, daldığım düşüncelerden uyandım. Akşam yemeği için sofra hazırdı, yemek zamanı gelmişti, çorbayı soğutmaya gelmezdi, aç karınla da olmazdı...

İşte dostlar bir yılda fiyatı 2.5 kat artmış bir kavanoz salçadan ne hikaye çıktı. Meğerse o bir küçük kavanoz salça benim psikoloğum, dert ortağım, çıkış kapım olacakmış. Dertlenmelerime merhem olacak, sıkıntılarıma iyi gelecekmiş de, bu yüden bizim şarküterinin elemanı ile karşılaşmışım sanki. Aldı beni yine derin bir düşünce. Bu yaşananlar Tesadüf müydü? Acaba Kader miydi? Yoksa başka bir şey mi? Kafamda deli sorular...

Cevat ÇIRAK



24.12.2018

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yediler Ormanında Kayak

Yaşar Kemal Usta ile UBUNTU'YU konuştuk.

Naim Süleymanoğlu