Kayıtlar

Ağustos, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

HUZURUN ŞEHRİ VARNA

Resim
                                     HUZURUN ŞEHRİ VARNA Son ziyaretinde iki yıl kaldığı Varna şehrini çok sever büyük söz ustası büyük Türk ve Dünya şairi Nazım Hikmet. Yanındaki Türk kökenli gazeteciye şöyle bir itirafta bulunur; “Varna’da kendimi memleketime daha yakın hissediyorum. Kokusu, denizi, toprağı… Bana iyi geliyor.” der. * Münevveri'ni özler, sadece karısını özlemekle kalır mı hiç, biricik oğlu Mehmedini o kadar çok derin özlemiştir ki kavuşsa bağrına basacak yarasına merhem edecektir biricik oğlunu. Bu derin çaresiz sızı her geçen gün daha ağır gelmeye başladığında teselliyi, içindeki hasreti, acıyı, kağıda döker ve şu meşhur şiiri ile seslenir canından çok sevdiği Mehmedine; “Karşı yaka memleket, sesleniyorum Varna’dan, işitiyor musun? (…) Oğlum sana sesleniyorum işitiyor musun? Memet! Memet!” Biricik oğlu Mehmedi ve çok sevdiği kadını Münevver aslında çok yakınındadır, aralarında sadece dikenli bir tel vardır, dokunamaz o tellere ama dikenli

Memleketimin Yakınından Geçerken

Resim
                                Memleketimin Yakınından Geçerken Bu sabah yine erkenciyiz, erken kalkan yol alır diyorlar bizde öyle yaptık ve yola koyulduk.  Erken kalkmamıza rağmen Ağustos sıcağının tesirini  üzerimdeki tişort'de  biriken terden iliklerime kadar hissedebiliyorum. Romanya'nın başkenti Bukreş  şehrinden Bulgaristan  Rusçuk kentine dönüyoruz. Otobüsün penceresinden  yeşillikleri görünce sıcak ve bunaltıcı havayı çalışan klimanın da yardımıyla unutarak, hayallere dalıyorum. Romanyanın  özellikle Transilvanya bölgesi aklıma derin bir iz bıraktı. Karpat dağlarını Galatasaraylı Hagi sayesinde çok duymuştum ama kendi gözlerimle görünce büyüleniyor insan. Aklıma Türkiyenin Doğu Karadeniz bölgesi geliyor, güzelim cennet doğu karadeniz yanlız değilmişsin diyorum. İki bölgenin ortak yanları çok, ama akılda kalması için yeşilin her tonunu görüyor, adeta doğanın kollarında yeşillikler cennetinde sörf yapıyor gibi hissediyorsunuz. Krallar şehri  olarak nam salmış Braşov

Dolar Yüzünden Yazamamak

                                       Dolar Yüzünden Yazamamak Son bir hafta içerisinde kendime yazacak bir konu buluyorum, oturup yazmak istiyorum, ama bir türlü başlayamıyorum.  Bugün dedim ki olan oldu, bundan sonra  ne olursa olsun yılmayacağım yazacağım, ame nerdee, yine yazamadım. Konu belli, kafamda senaryo taslağı hazır, lakin bilgisayarı açıyorum  bir kelime yazıyorum devamı gelemiyor, akmıyor, sorun nerde peki, sorun kulağım gözüm dövizde, dolardan gelecek haberlerde. Yok diyorum dinleme, müzik kanalı aç müzik dinle, birkaç dakika sonra, gözüm akan yazı arıyor, müzik kanalında döviz kurları altan akmıyor. Kumanda sol yanımda, hemen istem dışı elim kumandaya gidiyor. Özellikle doların neredeyse her gün rekorlar tazelemesi, hatta son birkaç gündür sabah ve akşam yeni tazelenmiş rekorlar sağlımızı ve psikolojimizi derinden etkiyor. Önce diyorum ki aman sana ne döviz cinsinden borcun yok, alacağın da yok, ne dir bu telaş bu endişe, neden keyfine bakmıyorsun, ama olmuyor