Kayıtlar

HİKAYE etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bizim Köyde Kurban Bayramı

Resim
Bizim Köyde Kurban Bayramı Adı üstünde bayram sevilmez mi !? Hele bir de çocuk yaşlarda bayram yaşamak nasıl güzel bir mutluluk anlatamam size. Çocuklar genelde şeker bayramını (ramazan ) daha çok severler öyle değil mi? Adı üstünde şeker bayramı. Ama ben kurban bayramını da çok severdim. Benim kurban bayramı ile ilgili büyük unutulmaz ders niteliğinde bir anım var. Bayramlar köyde bir başka güzeldir. Hele bir yaza denk geldiyse bizim oranın lisanıyla mısmıl bayram olurdu. Hadi gene çocukluğuma götüreyim sizi. Tam tamına kırk bir yıl öncesine gidelim. Kurban bayramı gene tam benim istediğim gibi yaza denk gelmiş. Urbalar bir hafta öncesinden kasabadaki büyük GUM denen magazinden (mağazadan) alınmış. Hepsi gıcır gıcır, hele ayakkabılar, nasıl anlatayım size beyaz bağcıklı, üstü kırmızı kumaş, altı beyaz lastik kauçuk karışımı, tam ayağıma göre, baş ucumda yatağımın altına bayramı bekliyorlar. Bayramın ilk gününe kadar her sabah kutusunu açar bakarım sonra özenle tekrar yerine koyarım. G

EFSANE DERBİ

Resim
24/04/2020   cevat cirak  tarafından , posted in  genel (Bulgaristan Eski Cuma Boğazkesen- Muratlar Köyleri Futbol Derbisi ) Eski Cuma ilinin doğusunda üç güzel köy, birlik beraberlik içinde yaza hazırlanıyorlardı. Muratlar, Boğazkesen, ve Yeni mahalle köyleri birbirinden kız alıp vermişlerdi. Bakmayın siz üç ayrı köy olduklarına, üç kardeş gibi üç mucize şirin köy Öyle köyler ki herkes birbirini tanır, herkesin iyi kötü komşu köyle bir anısı vardır. Hangi köyde güzel bir gelişme olsa hep birlikte gülüp, gerektiğinde hep birlikte ağlamasını da bilen üç kafadar köy. Hepsi iyi yürekli mert çalışkan Anadoludan göçe eden Türklerin kurduğu Türk köyleri Neden öyle diyorum elimde sağlam kaynaklar var. Osmanlının tahrir defterlerine baktığınızda görürsünüz, Anadoludan göç etmiş yörüklerinin 15 yüzyılın başlarında Balkan topraklarına deli orman eteklerine kurdukları ilk köyler bunlar. Yani daha Anadolunun büyük bir kısmı Osmanlı Türk toprağı bile değilken Osmanl

Lutenitsa

Resim
                                                      Lutenitsa * (Dikkat -: Bu hikayenin bazı bölümleri Bulgaristan Türkleri Tuna boyu Türkçe yerel ağızı  ile yazılmıştır.) Ağustos ayının son günlerindeydik Deli Orman eteklerindeki köylerde güne, güneş doğmandan başlanırdı. Köylüler baktıkları besledikleri hayvanlarının karınları doyurmak sulamak ve altlarını temizlemek için her sabah olduğu gibi, gene erken kalmışlar işlerine dalmışlardı. Ninem (anam) sabah erkenden beni uyandırmıştı. Kalk uşağım bugün çok işimiz var bana biraz yardım et yoksa yetişemem diye seslendi. Ben ise bugün mektep olmadığı için biraz geç kalmak niyetindeydim. Nine büün  cumertesi sen ne beni erkenden kaldıresin, uynadıresin becanım, bu hafta derslerden çok yoruldum uyumak istem  diye cevap vermeye hazırlanıyordum. Kalk ba uşağım, üzme kızdırma beni... Yapma böyle, bir başıma ben hangi birine yetişem. Buban evde olsa hiç iş itemicem senden ama nabem ba evladım diye devam edince, sölene sölene d

Yavrumdan Ayrıldım

                                 Küçücüksün Yavrum (Yavrumdan Ayrıldım) Bir ateşten gömlek muhacirlik hikayesidir. Türküler bizim türkülerimiz, sırdaşlarımız,  nefesimiz, yaşanmışlıklarımız. Yavrumdan Ayrıldım türküsüz hepsinden farklı bir konumdadır.  Neden öyledir derseniz, birincisi türkünün  derin yaşanmış sözleri, ikincisi sanatçının yanık  ve muhteşem yorumudur. Öyle içinizi yakan sızlatan sözleri var ki, gözyaşlarınıza hakim  olamıyorsunuz. Türkünün sözleri öyle derin öyle kahırlı ki, kim bilir hangi acılar  hasretlikler yaşandıktan sonra yazıldı kim bilir? Hadi türkünün sözlerinden yola çıkarak hikayesini içimizdeki kendi yaşadığımız hasretlikler gurbet acıları ayrılıklar ile benzeterek anlamaya çalışalım. 1 Kıta;   Nasıl oldu da yavrum ayrıldım senden Aniden hiç beklenmeyen bir anda yaşanmış ayrılık, derin acılar bırakmış. Çok ağır gelmiş ve yürek burkan evlat acısı geç anlaşılmış.  Anne hasretliğin gurbetin derin üzüntüsünü daha fazla içinde tutamamış, feryad