Kayıtlar

huzur etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ormanı Yeşili ve Hayatı Çok Özledim

Resim
Ormanı Yeşili ve Hayatı Çok Özledim Dostlar 14/04/2020   cevat cirak  tarafından , posted in  aile ,  arkadaşlık, ,  çok okunan ,  çok satan ,  öykü ,  ceco ,  cevat çırak ,  düz yazı ,  dostluk ,  genel ,  hikaye ,  kurbağa yarışları, köy hayatı Biliyor musunuz dostlar Ormanı özledim yeşil yapraklarının hışırtısını her attığım adımda yere düşen ümitsiz yaprakların benimle konuşmasını özeldim Ağaç kakanın yuvasını yaparken çıkarttığı sesleri Sincabın benimle saklambaç oynamasını özledim Sadece sırt çantam çakım ve elimdeki sopayla Mesela Çatalca’da ormanın kucağında yürüdükçe şükretmeyi, doğanın kollarına sığınmayı özledim Sırt çantam demişken İçinde bir kangal sucuk bir termos çay, bir güzellik daha ama onu şimdi söylemek istemem Hayal ediyorum Ormanda saatlerce yürümüşüm ama hala doyamamış gözüm arkamda kalmış Sanki yıllar sonra kavuşmuşuz da doyamadan birbirimize ayrılmışız gibi ormanı ozledim Kocaman boylu poslu ağaçlar arasında yü

Mutluluk

Resim
MUTLU'LUK Her senin sonunda  önce kocaman heyecanlar sonra travmalar yaşatırız kendimize. Ne mutlu bizlere ki, uzun sürmez bu melankolik durumumuz. Hemen gelmekte olan yeniye sarılmak nedir böyle. Ama evet biz insanız, genelde yeniyi severiz. Eski yılın son gün ve gecesinde, gelmekte olan yeni yıla bizleri bağlayan saatlere kurtarıcı olarak sarılırız. Özellikle 2018 yılı için diyebilirim ki hepimizi çok yoğun bir şekilde yordu ve yıprattı. İşte bu nedenle olsa gerek, yılbaşı gecesi eski yıldan kurtuluyoruz diye sevinir yeni yıl gelmek üzere diye ümitlerimizi tazeler sinirlerimizi rahatlatmaya çalışırız. Hayaller umutlar saklandıkları sandıktan çıkartılır yeniden hafızamıza yüklenir, masalar kurulur sofralar donatırız. İmkanlarımız değerinde sevdiklerimize hediyeler almaya çalışırız. Ben hediyeye de karşıyım gerçi ama, teamüller her yıl beni yanıltır. Bu son gecenin bir kaç saatinde neler olur derseniz; Aslında kendimizi mutlu olduğumuza ikna etmeye çalışırız, ama nafile

HUZURUN ŞEHRİ VARNA

Resim
                                     HUZURUN ŞEHRİ VARNA Son ziyaretinde iki yıl kaldığı Varna şehrini çok sever büyük söz ustası büyük Türk ve Dünya şairi Nazım Hikmet. Yanındaki Türk kökenli gazeteciye şöyle bir itirafta bulunur; “Varna’da kendimi memleketime daha yakın hissediyorum. Kokusu, denizi, toprağı… Bana iyi geliyor.” der. * Münevveri'ni özler, sadece karısını özlemekle kalır mı hiç, biricik oğlu Mehmedini o kadar çok derin özlemiştir ki kavuşsa bağrına basacak yarasına merhem edecektir biricik oğlunu. Bu derin çaresiz sızı her geçen gün daha ağır gelmeye başladığında teselliyi, içindeki hasreti, acıyı, kağıda döker ve şu meşhur şiiri ile seslenir canından çok sevdiği Mehmedine; “Karşı yaka memleket, sesleniyorum Varna’dan, işitiyor musun? (…) Oğlum sana sesleniyorum işitiyor musun? Memet! Memet!” Biricik oğlu Mehmedi ve çok sevdiği kadını Münevver aslında çok yakınındadır, aralarında sadece dikenli bir tel vardır, dokunamaz o tellere ama dikenli

Özel Günler Mi Güzel Günler Mi?

Resim
               Özel Günler Mi Güzel Günler Mi? Şimdi diyeceksiniz ki buda nerden çıktı? Nerdeyse 40 koca yılını perakende sektöründe yönetici olarak tüketmiş bendeniz, kapitalist düzenin uydurduğu bu bir günlük özel günler trajedisine inanmayın diyorum. Mesela anneler günü, Anneniz sizi dokuz ay binbir zahmetle karnında taşısın, Doğumda acılar, sancılar içinde akla karayı seçerek sizi doğursun. Peygamber sabrından öte bir fedakarlıkla üzerinize titresin, Uykusuz susuz katıksız geceler geçirsin Sizi büyütürken gözünden sakınsın En güzel türküleri şarkıları masalları sizin için söylesin Ömrünün sonuna kadar karşılıksız bir sevgi ile sürekli sizi düşünsün Yaz demesin kış demesin didinsin uğraşsın emek versin Peki siz ne yapıyorsunuz karşılık olarak? Mesaj atarak, çiçek sepeti göndererek, hediye alarak vicdanınızı rahatlatıyorsunuz, sosyal medya denen sanal ortamlardan güzel sözler, yanına fotoğraf falan koyarak kutsal bir vazifenin, emeğin diyetini ödemeye kalkışıy