Özel Günler Mi Güzel Günler Mi?



               Özel Günler Mi Güzel Günler Mi?



Şimdi diyeceksiniz ki buda nerden çıktı?
Nerdeyse 40 koca yılını perakende sektöründe yönetici olarak tüketmiş bendeniz,
kapitalist düzenin uydurduğu bu bir günlük özel günler trajedisine inanmayın diyorum.

Mesela anneler günü,
Anneniz sizi dokuz ay binbir zahmetle karnında taşısın,
Doğumda acılar, sancılar içinde akla karayı seçerek sizi doğursun.
Peygamber sabrından öte bir fedakarlıkla üzerinize titresin,
Uykusuz susuz katıksız geceler geçirsin
Sizi büyütürken gözünden sakınsın
En güzel türküleri şarkıları masalları sizin için söylesin
Ömrünün sonuna kadar karşılıksız bir sevgi ile sürekli sizi düşünsün
Yaz demesin kış demesin didinsin uğraşsın emek versin
Peki siz ne yapıyorsunuz karşılık olarak?
Mesaj atarak, çiçek sepeti göndererek, hediye alarak vicdanınızı
rahatlatıyorsunuz, sosyal medya denen sanal ortamlardan güzel sözler,
yanına fotoğraf falan koyarak kutsal bir vazifenin, emeğin diyetini ödemeye kalkışıyorsunuz.
Sömürü düzeninin size dayattığı bir günü bekleyerek fırsat bilerek şov yapıyorsunuz.
Hadi ordan bu ne kurnazlık, bu ne ahmaklık.

Babanızı düşün mesala
Anneniz bir doğururken, babanız doğumhane kapısında dokuz doğursun
Yemesinden içmesinden kısarak, arttırmaya ve sizin bitmez tükenmez tüm
ihtiyaçlarını tamamlamaya çalışsın. Bebek mamanızı seçerken babanız, en iyi markayı almaya çalışsın. Yol parasından kısarak, öğle yemeklerini ayak üstü
geçiştirerek midesini aldatmaya çalışsın, sevdiği tüm zevklerden imtina etsin vazgeçsin. Arkadaşlarını ihmal etsin. Bayram alışverişi yaparken kendine üst baş almayı unutsun, didinsin, hatta belkide sizin ihtiyaçlarınızı eksiksiz tamamlamak için  ek iş  düşünsün.
Siz Haziran ayının ikinci haftasını bekleyin,
sonra belki bir kareli gömlek, bir tişort, belki bir çift ayakkabıyı hediye paketi yap, sonra apar topar çık evden  babanı ziyaret et on- onbeş dakika  otur,
bir kaç güzel söz biraz iltifat kalk kaç git  keyfinin peşine.

Oysa bizleri dünyaya getiren büyük bir fedakarlık ve emekle büyüten anne  babalarımız böyle günlük reklam kokan hareketler ister mi diye hiç düşünmeyiz.
Gerçekten hangi durumlarda mutlu olurlar, bizden istekleri beklentileri nelerdir?
Hiç bu açıdan düşünmeyiz, onlar ise, genelde bizleri üzmemek için mış gibi yapar, etraflarına mutluluk saçarlar.

Gerçekte ise ana babalarımız bizi mutlu görmek isterler, huzurlu olmamızı,
çocuklarımızla birlik neşe içerisine yarınlara umutla bakmamızı isterler.
Çiçek bahçesindeki rengarenk çiçekler saksılarında özgür, ait oldukları bahçede ise hep birlikte kardeşçesine yaşayarak çevrelerine umut saçabiliyorlar. Bizim anne babalarımızda aynı şekilde hayal ve umut içinde yaşıyorlar. En çok mutlu oldukları anlar  ise, büyük ailenin bir arada olması, hep birlikte sofranın kuşatılarak etrafında kenetlenilmesi en büyük arzuları ve mutlulukları. Büyük aile ile bir arada yenen cıvıl cıvıl yemeklerden sonra , anne, baba, çocuklar, gelinler, dağamatlar ve torunlar, ne muhteşem bir sahne oluyor değil mi? 

Anne babalar  büyük ailelerini bir arada gördükleri zaman mutludurlar,  heyecanları coşar, yüzlerindeki gülümseme  bir başka güzelleşir. Sadece bir kişi büyük aile fotoğrafından, mutluluktan
sorumlu hisseder kendini, o her zaman ciddidir, o her zaman bir kartların  kanatları altına aldığı yavrularını korumaya ve kollamaya çalışarak, mağrur ve bir o kadar da gururludur.  İşte size anlatmaya çalıştığım bir örnek fotoğraf, benim ailemin gurur tablosu.



Anne Babanızı çok mutlu etmek isterseniz büyük aile olarak bir araya gelin, geçin fotoğraf makinesinin karşısına ve sadece gülümseyin.


Cevat ÇIRAK
17.06.2018 






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yediler Ormanında Kayak

Yaşar Kemal Usta ile UBUNTU'YU konuştuk.

Naim Süleymanoğlu