Köyüm: Sessizliğin Yankısı
Köyüm: Sessizliğin Yankısı Bir zamanlar kalabalık olan sokakların, şimdi rüzgârla dolu sesini dinleyin… Yaklaşık bir yıl kadar sonra köyümü tekrar ziyaret etmek niyeti ile yola düştüm. Şehirlerin griliğinden, kalabalığın yalnızlığından kaçıp çocukluğumun sesine, toprağın kokusuna sığınaçağımı sandım. Yola çıkarken içimdeki heyecan mevsim normallerini aşmıştı. Çocukluğumun köyünü, hatıralarımda sakladığım o cennet köşesini görecektim. Ama köyüme yaklaştıkça, silüetler belirince heyecanım yerini bir garip hüzne bıraktı. Çünkü manzara, belleğimde sakladığım köy manzarasını yıkıp geçti. O eski şen sokaklar, o kapı önlerinde oturan nineler, o kahkahalar, o düğünler, bayramlar… Hepsi susmuştu. Selam vermek istedim. Sağıma baktım, soluma baktım… Alacak bir çift göz, bir dost gülüşü bulamadım. Yollar bile sanki bana küs gibiydi; ayak sesimi özlemiş ama ses verememiş. O yolları aşındıran, yıpratan köylülerin ayak izleri silinmiş… Belki onlar da gurbetin yüküyle yorgun düşmüş, dönemez olmuşlard...