Göçmen Gençliği: İki Kültür Arasında Yetişen Bir Kuşak
“Göçmen olmak bir hikâye, göçmen çocuğu olmak bir sınavdır.”
Göçmen Gençliği: İki Kültür Arasında Yetişen Bir Kuşak
İki Ülke Arasında Büyüyen Kimlikler
Balkanlardan Türkiye’ye yapılan büyük göçlerin ardından, yeni bir kuşak iki dünyanın tam ortasında doğdu: Ne tam olarak göç ettikleri ülkeye ait hissediyorlar, ne de köklerinden tamamen kopabiliyorlar. Bu gençler bir yanda ebeveynlerinin geçmişten taşıdığı gelenek ve kimlikle büyürken, diğer yanda Türkiye’nin modern kent hayatı içinde kendi kimliklerini inşa etmeye çalışıyorlar.
Ebeveynin Göçü, Çocuğun Kimlik Savaşı
1989 Göçü ile gelen ailelerin çocukları artık erişkin. Birçoğu Türkiye'de doğmuş olsa da aile büyüklerinin anlattığı göç hikâyeleri, Bulgaristan’daki köylerin adı, mezarlıklar, gelenekler hâlâ onların zihninde bir "diğer yarı" olarak duruyor. Kimileri için bu bir zenginlik; kimileri içinse bir aidiyet karmaşası.
Dil, Kültür ve İkili Bağlılık
Evde Bulgaristan Türkçesiyle (ağzı) konuşuluyor, okulda İstanbul Türkçesiyle yazılıyor. Düğünlerde Trakya havası oynanıyor, sosyal medyada popüler kültür takip ediliyor. Gençler iki kültür arasında mekik dokuyor. Bu durum hem kültürel çoğulculuk yaratıyor, hem de zaman zaman kimlik çatışmasına yol açıyor.
Ben Kimim? Nereye Aitim?
Bu sorular, göçmen gençlerin zihninde sıklıkla yer buluyor. Türkiye’de “göçmen” olarak görülmek, Bulgaristan’da ise “Türk” olarak dışlanmak, onları sürekli bir sınırda yaşamaya itiyor. Ama belki de bu sınır hali, yeni bir kültürel sentezin doğmasına öncülük ediyor.
Yeni Bir Göçmen Topluluğu Bilinci
Artık göçmen gençlik sadece geçmişi yaşatmakla kalmıyor, onu yeniden tanımlıyor. Kültürel etkinlikler düzenliyorlar, derneklerde aktif görev alıyorlar, sosyal medyada Balkan göçü hafızasını dijitalleştiriyorlar. Kimi Bulgaristan’da üniversiteye gidiyor, kimi Türkiye’de politikaya atılıyor. Bu kuşak, iki ülke arasında yaşayan bir göçmen topluluğu bilinci geliştiriyor.
Sonuç: Geçmişin Yükü mü, Geleceğin Umudu mu?
Göçmen gençliği, göçün hikâyesini sırtlamış ama aynı zamanda o hikâyeyi yeniden yazma gücüne sahip bir kuşaktır. Ne tamamen Türkiye'nin kalıplarına sığarlar, ne de Bulgaristan’daki kimliklerine geri dönebilirler. Onlar, geçmiş ile gelecek arasında bir köprüdür. Ve belki de en çok bu yüzden, Türkiye’nin çok kültürlü geleceğinde en önemli halkalardan biri olacaklardır.
#göçmengençliğı #göçmençocuğu
#ikiülkebirkuşak
Yorumlar
Yorum Gönder