Adaya mı Oy Veriyoruz, Partiye mi?


Adaya mı Oy Veriyoruz, Partiye mi?

Sandıkta attığımız zarf sadece bir oy değil, bir tercih, bir mesajdır. Ama bu mesaj kime gidiyor? Partiye mi, yoksa adayın yüzüne mi?

Yıllardır sorulup durur: Türk seçmeni rasyonel mi, duygusal mı? Kimileri diyor ki “biz lider odaklı bir toplumuz, oylar şahıslara gider.” Kimileri ise “seçmen ideolojiktir, parti kimliği her şeyden önce gelir.”

Ama gerçek şu ki, Türkiye’de seçmen ikisini de yapar, ama şartlara göre…

Sayın Erdoğan Örneği: Lider mi, Parti mi?

AKP, yıllardır seçim kazanıyor. Ama bu zaferlerin çoğu Sayın Recep Tayyip Erdoğan isminin karizmasıyla örtülüdür. Aynı partiden başka biri çıksa, aynı sonucu alabilir miydi? Zor.

CHP ve Aday Denklemi

2024 yerel seçimleri gösterdi ki, doğru aday sahadaysa CHP kazanıyor. Ekrem İmamoğlu İstanbul’da bir marka oldu. Aynı şekilde Mansur Yavaş, kişisel itibarıyla oy aldı. Ama bazı yerlerde “parti olsun yeter” denip yanlış aday gösterildi mi, sonuç hüsran.

Taşra Seçmeni: Adaya Yakın, Partiye Mesafeli

Küçük şehirlerde, kasabalarda seçmen adayı tanımak ister. “Kimmiş bu, babası kim, nasıl biri?” diye sorar.
Orada rozet ikinci plandadır; önemli olan adam gibi adam mıdır?

Büyükşehir Seçmeni: Performans Odaklı

Kentli seçmen ise genellikle “ne yapmış bu adam?” diye sorar. CV’sine bakar, geçmişini sorgular. Orada parti kimliği hâlâ etkili olsa da, adayın sahiciliği belirleyici olur.

Peki Çare Ne?

Siyaset mühendisliğiyle yukarıdan yazılan listeler artık çalışmıyor.
Seçmen;

Dürüst,

Çalışkan,

Halkla temas kuran aday istiyor.

Partiler ise hâlâ “biz kimi koysak kazanır” sanıyor.
Oysa halk, artık sessiz ama net bir şey söylüyor:
“Adaya da bakarım, partine de... Ama önce kalbine bakarım.”

 Cevat ÇIRAK
Haziran 2025

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bulgaristan Kircaali Bölgesi Turkleri

Bulgaristan Şumnu Medresetü’n-Nüvvâb Okulu ve Önemi