YAPAY TİYATRONUN SONU: SEÇMEN ARTIK SADECE SANDIK KURBANI DEĞİL!

YAPAY TİYATRONUN SONU: SEÇMEN ARTIK SADECE SANDIK KURBANI DEĞİL!

​Siyasetin eskiden daha sahici bir yüzü vardı. Elbette geçmişin siyaseti de kusursuz değildi, ama en azından bir el sıkışmanın ağırlığı, bir selamın bereketi, bir yüz yüze sorumluluğu vardı. Şimdi ise çoğu şey, seçim dönemine sıkışmış yapay bir tiyatroya dönüştü. Meydanlar kalabalık, sözler büyük ama sandık kapandı mı herkes buhar oluyor. İşte bu düzen artık çökmeye başladı.
​Seçimden seçime seçmenini hatırlayanların devri sona eriyor. Çünkü bu toplum, unutulmaya mahkûm bir kitle olmadığını nihayet yüksek sesle söylüyor. Yıllardır kahvehanelerde içilen çaylarla, sokaklarda verilen sözlerle, fotoğraf karelerine sığdırılan gülümsemelerle oy devşirenlerin numarası tüketildi. Artık kimse sadece seçim takvimi açıldığı için hatırlanmak istemiyor.
​Sandık Kapandıktan Sonra Kaybolanlar Listesi Uzun:
​Telefonları açmayanlar.
​"İşini seçimden sonra hallederiz" deyip sonra sese bile çıkmayanlar.
​Temsil makamına oturup temsil ettiği insanları unutanlar.
​Fakat tarih, unutmanın en çok unutanlara zarar verdiğini yazdı defalarca. Kendisini sadece oy kaynağı olarak gören siyasetçi ile vatandaş arasındaki bağ koptu.
​Bu ülkenin insanı aptal değildir; sabırlıdır. Gelenekleri sever, köklerine bağlıdır, ama aynı zamanda ileriyle bakan bir zekâya sahiptir. Vakti gelince sorar: “Ben ne kazandım bu ilişkiden? Bana verilen söz nerede?” İşte bugün, o soruyu sormaktan çekinmeyen, hesap isteyen, sorgulayan, bilinçli bir seçmen kitlesi yükseliyor.
​Demokrasi sadece oy pusulasına mühür vurmak değildir. Demokrasi temas ister, hesap verirlik ister ve her gün, her hafta, her ay vatandaşın yüzüne bakabilmeyi gerektirir. Siyaset, seçim meydanlarının gösterişli vitrinine sıkışamaz.
​Yeni Dönem: Hesap Verilebilirlik Zorunluluğu
​Yeni dönem, yalnızca konuşan değil, dinleyen; yalnızca vaat eden değil, yapan siyasetçilerin dönemi olacak. Bu yeni siyaset sadece "halkla buluşmak" anlamına gelmez; sürekli şeffaflık demektir.
​Seçilen temsilciler, makamlarının camlarını açarak, bütçelerini ve icraatlarını periyodik olarak halka sunmak zorundadır. Artık vatandaş, kahvehanede verilen sözün ötesinde, temsilcinin mecliste veya belediyedeki oylama kaydını görmek istiyor. Temas, artık 'görünür olmak' değil, 'hesap verebilir olmak' demektir.
​Ve bilin ki:
​Bu toplum, kendisini unutanları unutmaya başladı.
​Kendisine sırt dönenlere aynı mesafeyi koymayı öğrendi.
​Kendisine değer verenle vermeyeni ayırt edebilecek bilince sahip.
​Seçmen artık pasif bir kalabalık değil; süreci yöneten, sorgulayan, talep eden bir güçtür. Bu güç, sandık gününden ibaret değildir. Siyaset, bunu nihayet idrak etmek zorunda kalacak.
​Çünkü bu ülkenin insanı, seçim otobüsünün hoparlöründen yükselen yapay coşkudan çok, seçim sonrasında çalan bir telefonun içten “Evet, buyur” sesini tercih eder.
​Ve o ses çıkmadığı sürece, kimse eskisi kadar rahat olmayacak.

#SeçmenArtıkUyanık
#SiyasetinHafızasıKısaBizimkiDeğil
#SandıkGünüDeğilHerGün
#HatırlamayanıHatırlamayız
#VaatDeğilİcraat
#SözünNamusu
#SeçimdenSeçimeOlmaz
#HesapVerenSiyaset
#SokağınNabzıDeğişti
#YeniSeçmenGerçeği

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yediler Ormanında Kayak

Bulgaristan Şumnu Medresetü’n-Nüvvâb Okulu ve Önemi

Deliormanın Sıdıka Ahmedova'sı