Anıtkabir’de Sessizlik, Milletin Vicdanıdır

-

Anıtkabir’de Sessizlik, 
Milletin Vicdanıdır

Anıtkabir…
Bir taş yığını değildir.
Yalnızca bir mezar da değildir.
O, Türk milletinin yeniden doğuşunun simgesidir.

Anıtkabir’de yürürken sessizlik çöker insanın üstüne. Bu sessizlik aslında susmak değil; milletin ortak belleğinin, vicdanının sesidir. Çünkü orada yatan yalnızca Mustafa Kemal Atatürk değil; onun kişiliğinde Türk milletinin bağımsızlık kararı, Cumhuriyet’e bağlılığı ve çağdaşlığa doğru yürüyüşüdür.

Türk kültüründe anıta, şehitliğe, mezara saygı gösterilir. Sessizlikle, ağırbaşlılıkla, onurla durulur. Çünkü buralar eğlence değil; anma, ders ve saygı mekânlarıdır. Anıtkabir de bu geleneğin en yüce örneğidir.

Ama ne yazık ki bazı törenlerde eller havaya kalkıyor, sloganlar atılıyor, tezahüratlar yapılıyor. Sanırsınız bir statta maç izleniyor. Oysa Anıtkabir’in taşları bile böylesi gürültüye karşı çıkar. Çünkü orada söylenecek her sözün, atılacak her adımın bir ağırlığı vardır.

Atatürk, “Efendiler! Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz” dediğinde bunu bağırarak değil; kararlı, ağırbaşlı ve bilinçli bir sesle söyledi. Bugün Anıtkabir’i ziyaret eden her Türk evladı da aynı tavrı göstermek zorundadır.

Peki, nasıl davranmalı?

Sessiz, ağırbaşlı ve saygılı olunmalı.

Çocuklara orada disiplin ve görgü dersi verilmelidir.

Fotoğraf çekerken bile ölçülü olunmalı, ortamın yüceliğini bozacak gösterişten kaçınılmalıdır.

Törenlerde İstiklal Marşı dışında ağızdan çıkacak her söz, Anıtkabir’in ruhuna gölge düşürür.

Çünkü Anıtkabir’de sessizlik aslında konuşmaktır. O sessizlikte şehitlerin, milyonların emeği ve Mustafa Kemal’in ileri görüşü yankılanır.

Unutmayalım: Anıtkabir bir stat değildir. Orada tezahürat değil ağırbaşlılık; slogan değil saygı; gürültü değil derin bir sessizlik yaraşır.
Millet olarak bu duyarlılığımızı yitirdiğimiz gün, kendi tarihimize yabancılaşmış oluruz.

“Anıtkabir’de sessizlik, milletin Cumhuriyet’e verdiği en gür sözdür.”

Cevat Çırak 

#Anıtkabir #Atatürk #30Ağustos #ZaferBayramı #Cumhuriyet #MilliKültür #Saygı

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yediler Ormanında Kayak

-
Resim
                   Yediler Ormanında Kayak Okullar yarıyıl tatiline girmişti. Kış kendisini iyiden iyiyi'ye hissettirmeye başlamıştı. Sokaklarda kar seviyesi rahatlıkla diz boyuna ulaşmıştı Hatta bazı yerlerde çok daha faza kar görülmekteydi. Aşağı Mahalle Çocukları evlerine kapanmıştı diye, düşünmeyin Dünya döndükçe aşağı mahalle çocuklarını kimse özgürlüklerinden alıkoyamazdı. Hepimizin skileri (kayakları) vardı. Bazıları eski fıçı tahtasından bazıları daha basit ağaç malzemeden, bazılarımızdan ise pırıl pırıl kırmızı renkli Pirin marka skilerimiz vardı. Baban kardeşimle beni hiç ayırmaz, birimize ne alırsına diğerine de daha iyisini alırdı. Mesela benim kızağım tahtad...
Devamı

Bulgaristan Kircaali Bölgesi Turkleri

-
Resim
Bulgaristan Kırcaali Bölgesi Türkleri: Tarih, Kültür ve Kimlik 1. Giriş Bu çalışmanın amacı, Bulgaristan'ın Kırcaali bölgesinde yaşayan Türk toplumunun tarihini, kültürünü ve kimliğini incelemektir. Bu bölge Türklerinin geçmişi ve bugünü hakkında kapsamlı bir anlayış sunmayı hedeflemekteyiz. 1.1. Amaç ve Kapsam Bu çalışmanın kapsamı, Kırcaali bölgesindeki Türk toplumunun tarih, kültür ve kimlik üzerine odaklanmaktadır. Türklerin tarihî, coğrafi, sosyal, ekonomik ve siyasi bağlamda gelişimini inceleyerek, Bulgaristan'da Türk varlığının önemini vurgulamayı amaçlıyoruz. 1.2. Metodoloji Bu çalışmada, tarih, sosyoloji, antropoloji ve kültürel çalışmalar alanlarında kullanılan çeşitli metodolojik yaklaşımlar bir araya getirilerek, Kırcaali bölgesi Türklerinin tarih, kültür ve kimliği üzerine nitel ve nicel verilere dayalı bir analiz sağlanacaktır. Bu doğrultuda, araştırmacılar, yerel topluluklarla birebir görüşmeler yapacak ve arşiv çalışmaları gerçekleştirecektir. 2. Bulgaristan Coğ...
Devamı

Bulgaristan Şumnu Medresetü’n-Nüvvâb Okulu ve Önemi

-
Resim
Bulgaristan Şumnu Medresetü’n-Nüvvâb Okulu ve Önemi Bulgaristan’ın güneydoğusunda yer alan Şumnu, tarihi boyunca pek çok kültürel ve dini etkileşimin merkezi olmuştur. Şumnu’daki Medresetü’n-Nüvvâb Okulu, bu kültürel çeşitliliğin ve dini kimliğin korunmasına katkıda bulunan önemli bir eğitim kurumudur. 1922 yılında kurulan bu okul, sadece Bulgaristan’daki Türk ve Müslüman nüfus için değil, Balkanlar’daki eğitim hayatı için de büyük bir anlam taşır. Bu makalede, Medresetü’n-Nüvvâb Okulu’nun kuruluşundan günümüze kadar olan süreci, eğitim anlayışını ve bölgedeki önemi ele alınacaktır. Medresetü’n-Nüvvâb’ın Kuruluşu ve Amacı Medresetü’n-Nüvvâb, 1922 yılında, Balkanlar’daki Müslüman toplulukların eğitimine katkı sağlamak amacıyla kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinden itibaren, İslami ilimler ile modern bilimlerin birleştiği bir eğitim anlayışına ihtiyaç duyulmuştur. Medresetü’n-Nüvvâb, bu ihtiyacı karşılamak için kuruldu ve dini eğitim ile çağdaş bilgilerin ö...
Devamı