Keyifli Bir Günün Anısına

Keyifli  Bir Günün Anısına



Dün unutulmaz bir gün yaşadık diyebilirim canlar,
Sürekli birlikte vakit geçirdiğimiz dostumuzun kafesinde
küçük bir köşe masada
dört arkadaş,
Havadan sudan tatlı sohbetler eder iken
Birden hadi kalkın gidiyoruz diye bir ses böldü sessizliği
Nerde nasıl ne için diye sorulmaz bizde
Davete icabet ettik, koyulduk yola
Çok yol alamadan bir köşe döndük,
hoş geldiniz buyurun dedi ve girdik kapıdan
Küçük ayaklı bir sepha üzerinde eski gazeteden bir örtü karşıladı bizi,
etrafında 4 plastik tabure

 


Masa hazırlanmış önceden , mesele anlaşıldı
ziyafete davet edilmiştik
Bakalım bizi bugün neler bekliyor, hadi hayırlısı...
Bir binanın giriş katındaki dükkandayız dört arkadaş
perde yerine bir buzdolabı kolisi çekilmiş pencerelere
kimseyi rahatsız etmeyeceğiz yani,
Arabanın arka bagaj kapısı açıldı, mutfak olarak kullanacağız,, enteresan
Dükkanla karton perde arasında ziyafet soframız
dört plastik tabure sandalye yerine
Küçük üstü gazete ile örtülmüş metal ayaklı bir sepha,
masa yerine, güzellik işte bu.
Arabanın bagajındaki nevale çoktan hazırlanmış bizi bekliyor
Şarap yeni yapılmış taze ev yapımı, bitirilmiş bir meşrubat kabında,
Meze, sucuk ev yapımı, kavurma burkanda( kavanozda)
Bardaklar kağıt, geri dönüşümlü yani,
iki cam tabak, ev sahibi başlıyor dilimlemeye, kesmeye,
belli ki ustalaşmış, ince ince diliyor bıçağı tutuşundan belli
İlk kadehler kalkarken hepimizi bir eksiklik hissediyoruz,
şerefe diyemiyoruz
iki dostumuz daha var davet etmeliyiz
Biri kafenin sahibi, diğeri muhabbetlerin fatihi,
Bir eksikle tamamlandık, kafenin sahibi şimdi yanımızda
kolları kırık ama ona özel bir koltukta oturuyor,
Bizde misafire saygı büyük, bizde insana sevgi sonsuz,
bize yetişmek için, muhabbetten geri kalmamak için,
hemen bir kağıttan kadehi yuvarlıyor, tamam şimdi oldu eşitlendik diyoruz
Keyif dolu muhabbet başlıyor, çıkarsız menfaatsiz bir sıcaklık gönlümüzde
mezeler ilaç gibi, bizim ora işi üstelik hepsi naturel, ilaçsız yani, sağlıklı.
Şarap yağ gibi akıp gidiyor, gırtlaklar bayram yeri, mideler keyifli,
Yanlış olmasın diye hatırlatıyorum,
Oturduğumuzda öğlen saatlerini biraz geçiyordu,
bir kadeh, bir buçuk litrelik gazoz şişesi derken,
keyifler yerli yerinde, ıştınma* :)
Hadi birde bunu deneyelim, bu bıldırdan** diyor ev sahibi
koyuyor önümüze başka içilmiş gazozdan kalma bir yeni şişeyi
Kafalar yavaş yavaş rayına oturmuş, şarapta eski olunca
 

türküler şarkılar faslına geçiyoruz,
İçimizde bir Barış Manço hayranı var,
şunu çal bunu oynat derken muhabbet koyulaşıyor,
Telefondan Barış Manço çalışıyor, Alla beni pulla beni diyor,
Ama biz zaten çoktan allanmış pullanmışız, kafalar mısmıl*** yerinde
Ev sahibi çok titiz adam, önümüzdeki tabaklardan meze bittikçe
dilip dilip yeniliyor tabakları,
rahatsız olurum ben, misafir önünde öyle boş tabakla olmaz diyor
Keşke şarabı da öyle takip etmese,
Biraz zaman sonra, geçen seneki de bitti diyor, Selanikli arkadaş.
kalkıp bir yeni şişe ile geri dönüyor ev sahibi,
altı yıllık diyor, bununla devam edelim...
e, edecek halimiz kalmadı ama, kuyruklar dik bizde
kimse hayır yeter demiyor, saat geç oldu demek aklımıza gelmiyor,
Hadı hayırlısı bakalım, bu işin sonu elbet bir yere varacak, ama nereye...
Bakıyorum da kimsenin eli yeni açılmış şişeye varmıyor,
açtık şişeyi ama depo dolmuş mezede çok yer yok, gitmiyor artık,
beş arkadaştan sadece bir ben devam ederim diyor,
Ben diyor Rafilerdenim, bizde bayrak yere düşmez
gülüşüyoruz, keyifliyiz, mutluyuz, şerbet gibiyiz derken
Ev sahibi bir şişe kızılcık şerbeti çıkartıyor, vay anasını diyoruz,
bereket bereket üstüne, keyif keyif üstüne, şükürler olsun.
En kötü günümüz böyle olsun der gibiyiz hepimiz.
Biz kim miyiz, söyleyeyim o zaman,
Dördümüz Deli Orman eteklerinden
Ev sahibi Şumnu Dereköylü
Biri hep Omurtak Obitelliyim diyor ama,
Can Mahalleden olduğunu biliyoruz,
Nerden mi biliyoruz çünkü bizim köyün dağmadı
Birimiz Yunanistan göçmeni
Geri Kalan ikimiz
Eski Cuma Muratlar köyünden
Ama birimiz Rafilerden
Diğerimiz yani ben,
Sen hem Rafilerden hem Molla Ahmetlerdensin diyorlar...
Gülüşüyoruz, kafalar keyifli, yürekler neşeli,
Eğri Eğri, Doğru Doğru şarkısı çalıyor, yine Barış Mançodan
Lakin biz artık ne haldeyiz bilmiyoruz,
Hadi diyoruz kafeye kahve içmeye,
Ben devam edeceğim diyen dostumuz alıyor şarap şişesini,
Kalan nevaleyi yanına, çıkıyoruz sıcak salaş mekandan
Keyifliyiz, mutluyuz, demlenmişiz gururluyuz,
Dostluk budur işte diyoruz, hayat budur,
Zihnimize hep güzellikler, iyi duygular, insani şeyler yani.
Kahve içmeye gidiyoruz, yoldayız,
Aklıma Mevlanın sözleri geliyor,
'' Kendine bak kendine...
Özüne, Sözüne, Benliğine,
İlgilenme kimseyle,
Kim ne yemiş,
Kim ne giymiş,
Bundan sana ne.
Sen kendini besle,
Bilgiyle,
Sevgiyle.
Ancak o zaman ulaşırsın,
İnsan olmanın erdemine...




Cevat ÇIRAK
26.01.2019



https://cirakcevat.blogspot.com.tr
https://cevatcirak.wordpress.com

*konuşma
**geçen yıldan
*** tam tamına
https://cirakcevat.blogspot.com.tr



https://cevatcirak.wordpress.com

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yediler Ormanında Kayak

Yaşar Kemal Usta ile UBUNTU'YU konuştuk.

Naim Süleymanoğlu