BULGARİSTAN TÜRKLERİ VE TURAN’IN HARFLERİ

BULGARİSTAN TÜRKLERİ VE TURAN’IN HARFLERİ 

DİLİN, KİMLİĞİN VE CESARETİN ALFABESİ

Bulgaristan’da bir zamanlar tebeşir tozuyla başlayan bir devrim vardı. Ne kılıç sesi duyuldu ne marş... ama sınıflarda, kara tahtalarda yeni bir güne uyanan sesler yankılandı:
“A, B, C…”

O sesler, 1928 yazında Lom’da toplanan Bulgaristan Türk Öğretmenler Birliğinin kararından doğmuştu. Henüz Türkiye’de Harf Devrimi resmen ilan edilmeden, Bulgaristan’daki Türk muallimleri, çocuklarının geleceğini yeni Türk alfabesiyle yazmaya karar vermişti. Onlar biliyorlardı: “Bir milletin kaderi kalemindedir.”

Turan’ın Yürek Ateşi

Bulgaristan Türklerinin o yıllarda iki büyük dayanağı vardı:
Öğretmenler Birliği ve Turan Cemiyetleri.

Turan sadece bir spor kulübü değildi; kültürün, dayanışmanın, kimliğin siperiydi. Gençler, o çatının altında hem bedenlerini hem zihinlerini güçlendiriyor, Atatürk devrimlerinin yankısını Deliorman köylerine taşıyorlardı.
“Türk harfleri”nin Bulgaristan’da öğretilmesi kararı da, bu Turan ruhunun içinden filizlendi.

Atatürk’ün Sofya’daki elçisi Hüsrev Gerede, bu öğretmenlere diplomatik koruma ve moral desteği sağlıyordu. O yıllarda Bulgar yönetimi tutucuların yanında yer alsa da, Türk muallimleri korkmadı. “Maarif Nezareti yasakladı” diye başlık atan gazetelere inat, sınıflarda gizlice yeni alfabeyi öğretmeye devam ettiler.

Bu bir eğitim hamlesi değil; bir direniş biçimiydi.
Harflerle özgürlük kazıyorlardı.

Bir Alfabeden Fazlası

1928’de Hasköy’deki Çikago Matbaasında basılan “Bulgaristan Türk Mekteplerine Mahsustur” adlı alfabe kitabı, sadece bir ders materyali değil, adeta bir bağımsızlık beyannamesiydi.
Hazırlayan Filibeli Ahmet Şükrü Bey, kitabın önsözünde şöyle diyordu:

“Bu ulvî teşebbüsün mekteplerimiz için faydalı olacağını düşünerek fazla söz söylemeyi zait addederim…
Bununla Bulgaristan Türk maarifine yardım ettiğimi hissedersem, benim için ne mutlu.”

Bir öğretmen için mutluluk, öğrencisinin özgürce okuyabilmesiydi.
Ve o gün, Bulgaristan Türk öğretmenleri bunu başardı.

Kapatılan Dernekler, Susturulamayan Ruh

1933’te Bulgar makamları Turan Cemiyetleri’ni kapattı.
Ama o çocukların defterlerinde Latin harfleri çoktan yazılmıştı.
O harfler ne yasayla silinebildi, ne baskıyla unutturuldu.

“Turan” sadece bir cemiyetin değil, bir bilincin adıdır.
Birliğin ateşi, her Türk öğretmenin kaleminde yaşamaya devam ediyor.

Bugüne Ders

Bugün Bulgaristan’daki o mütevazı öğretmenlerin adını pek az kişi hatırlıyor.
Ama unutmamak gerek:
Bir milletin direnişi, bazen bir savaş meydanında değil, bir kara tahta önünde başlar.
O tahtaya yazılan her yeni harf, zincirleri biraz daha kırar.

“Bir alfabe, bir milletin aynasıdır.
O aynayı temiz tutmak, her öğretmenin görevidir.”

Cevat Çırak 

Not: Yarın Bulgaristan Türk Öğretmenler Birliği (Muallimin-i İslamiye Cemiyeti) ve Turan Gençlik ve Spor Birliği hakkında kısa bilgilendirme yazısı paylaşacağım.

İzin almanıza gerek yok, beğendiyseniz paylaşabilirsiniz.

#BulgaristanTürkleri #TuranCemiyeti #HarfDevrimi #MuallimlerBirliği #CevatÇırak

Kaynakça:

Bilâl Şimşir, Bulgaristan Türkleri 1878–2008, Bilgi Yayınevi, 2009.

Ettore Rossi, Il nuovo alfabeto Latino introdutto in Turchia, Oriento Moderno, 1929.

Bulgaristan Milli Eğitim Bakanı St. Omarçevski’nin raporu, Sofya, 1922.

Dışişleri Bakanlığı Arşivi (DBA), Filibe Şehbenderliği Raporu, 3.12.1928.

Cumhuriyet Gazetesi, 27.09.1928.

A. Şükrü, Türk Alfabesi – Bulgaristan Türk Mekteplerine Mahsustur, Hasköy “Çikago” Matbaası, 1928.

Bghaber.org – Bulgaristan Türk Öğretmenler Birliği

http://xn--tdktrkdnyas-whbd06e.gov.tr/ – Bulgaristan Türklerinin Eğitim Tarihi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yediler Ormanında Kayak

Bulgaristan Kircaali Bölgesi Turkleri

Bulgaristan Şumnu Medresetü’n-Nüvvâb Okulu ve Önemi