Sevgililer Günü



14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ 


Yeni yılla birlikte bembeyaz bir sayfa açıyoruz, ve daha ilk günden çok güzel bir şekilde o açtığımız yeni sayfaya insana ve insanlığa hizmet edecek güzel adımlar atmak yerine, nefsimize hevesimize yenik düşerek karalama defteri haline dönüştürüyoruz.
İşte yılbaşından sonra bizi bekleyen en önemli sınav 14 Şubat Sevgililer Günü.
Neymiş Milattan sonra üçüncü yüzyılda Romada Aziz Valentin adında doktor olarak görev yapan bir rahip, İmparator 2. Klaudius’un askerliği yasaklamasına rağmen sevgililere gizlice nikah kıyarak evlendirmiş. Fakat imparator durumu öğrenince Aziz Valentini idama mahkum etmiş. Merhametli İmparator merhametini göstermiş ,hristiyanlıktan çık ve Romanın dinlerine geri dön demiş. Ama bizim Aziz Valentin kabul etmemiş. 14.Şubat Sevgililer gününde idam edilmiş. Olaydan neredeyse 300 yıl sonra, MS. 496’da Papa Gelasius 14 Şubat’ı Sevgililer Günü’nü resmi bayram günü olarak belirleyerek kutlanmaya başlanmış. 
Günümüzde sevgililer günü kutlamaları ise amacından çok uzaklaştırılmış, dönüştürülmüş ve kapitalizmin sömürü aracı haline getirilmiş. Modern dünyada, 14 Şubat Sevgililer Günü tüketimi körüklemek için bir silah olarak kullanılmaya başlanmış.
Gerçek sevginin içini boşalttığına inandığım bu güne ne kadar inanmaz ve uzak durursanız o kadar sağlıklı bir sevgiyi yaşama şansını bulabileceğimize inanıyorum. Hayır hayır, sadece inanmıyorum, yıllaraca yaşayarak öğrendiğim bu duruma bir dur demek için bu satırları yazıyorum. 
Dolu dolu tam 38 koca yılımı perakende sektörüne adamış bir profesyonel olarak çok emin bir şekilde diyorum ki ; günümüzde sevgililer günü kapitalist düzenin arz fazlası ürünleri stoklardan düşmek için kullanılan bir araçtır. 
Gerçek sevgileri genetiği bozulmuş ürünler haline dönüştüren sağlıksız bir gıdadır bu özel günler. Tuzlu su gibidir, içtikçe susar, susadıkça içersiniz ve hiç doymak bilmezsiniz. Peki ne yapalım diye sorular gelmeden ben dilim döndüğünce cevap vermeye çalışayım. 
‘’Önemli olan seni tamamlayacak ruhu bulmandır. Her Peygamberin verdiği öğüt aynıdır. “Sana ayna olacak insanı bul.’’ der Mevlana.
Gerçek sevgili senden bekleyen değil sana katandır, verendir, ruhunu renklendiren zenginleştirendir. 
Mevlana ile devam edelim,
Aşk nasip işidir,
Hesap işi değil,
Aşk adayıştır,
Arayış değil.
Sözlerdeki inceliğe ve mesajın gücüne bakar mısınız!
Siz siz olun Kapitalizm istiyor diye sevgililer gününü hesap işine dönüştürmeyin, bir şey beklemeyin, karşılıksız olduğu zaman aşk güzeldir.
Sevgililer günü geldi diye diğer yarınızdan, hayat toldaşınızdan, yarınızdan beklenti içine girmeyin, sevdiğinize isyan etmeyin.
İsyanlardayım dedi..
Hayır imtihanlardaydı..
Farketseydi kurtulacaktı. 
diye devam ediyor Mevlana.
Hem sonra sevgilinin günü mü olurmuş? Olamaz olmamalı da zaten. 
Sevdiğin sürece her gün değil, ay değil, yıl değil, yaşadığın tüm anlar sizindir.
Bu sadece Sevgililer günü için geçerli tez değildir.
Mesela anneler günü neymiş, babalar günü de nerden çıkmış, çok anlamsız bence. Ananın babanın, sevgilinin günü mü olurmuş?! Kedinin fare ile oynadığı gibi oynuyorlar bizimle. Sadece oynamakla kalmıyorlar, özümüzden uzaklaştırıp, maddiyatın peşinde koşturuyorlar hepimizi. Dünya nimetleri yüzünden aramızı bozuyorlar. İnsanlığı gerçek değerlerden çok uzaklaştırıyorlar. Aynı zamanda bin bir zorlukla kazandığımızı, emeğimizle biriktirdiklerimizi alıyorlar cebimizden. 
Ülkemizi, sevdiklerimizi, düşünmek mecburiyetindeyiz, sevdiklerimize karşı sorumluyuz, ülkemizin kaynaklarına karşı sorumluyuz. Dikkatli harcalar yapmak, arzu edileni değil gerekli olanı tüketmek ve bütçe ayırmak zorundayız. Yoksa ‘’israf eden iflas eder ‘’ derler bilirsiniz. Bizim böyle günlerle geçirecek zamanımız yok, olmamalı da.
Ama yok ben illa bir şey yapmak istiyorum derseniz, mesela, bir paket çamaşır alın kimsesizler yurduna gidin hem ziyaret edin hemde bir ihtiyaç sahibinin gönlüne su serpin, muhtaç olanın bir ihtiyacına aracı olun. Başka yollarda var; ağaç dikin, çiçek ekin… Eğer durumunuz çok çok iyi ise bir garibanın veresiye defterini azaltın yada sıfırlayın. Sonra da bu yaptığınız iyilikleri denize atın, unutun. İyilik yapıp bunu söyleyen tefeciler gibi olmayın. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek şekilde yapın yaşayın iyiliklerinizi sadece siz bilin.
Bakın görün kalbiniz ve vicdanınız nasıl özgürlüğüne kavuşmuş bir kuş gibi pır pır edecek, gerçek huzura mutluluğa ve sevgiye ulaşacaksınız. Bu yüzden veren el alan elden üstündür derler.
Bakın kutsal kitaplar ne diyor.
Kalıcı olan üç şey vardır: İman, umut, sevgi. Bunların en üstünü de sevgidir. 
(1. Korintliler 13. Bölüm)
Yazımızı artık bitirelim artık derken aklıma Yunus Emre’nin şu dizeleri düşüverdi nedense,
‘’Yunus, eğer akıllıysan bu dünyada mülke bağlanma, onu süsleme. Mülke bağlananlar, onu süsleyenler şimdi kara toprak olmuş yatıyor.’’
‘’Dünya yalan kardeşim, dünya yalan! Var mı yalan dünyada bakî kalan. Mal da yalan, mülk de yalan. Var biraz da sen oyalan. ‘’
Sevgiyle kalın.
Cevat ÇIRAK 
11.02.2020 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yediler Ormanında Kayak

Yaşar Kemal Usta ile UBUNTU'YU konuştuk.

Naim Süleymanoğlu