Ev, Sahibini Bekler Mi? Sahibi evini özler mi?


Ev, Sahibini Bekler Mi?
Sahibi evini özler mi?

Bilirsiniz filmlerden
Köpek sahibini tren İstasyonundan işe yolcu eder
Sonra da gardan  ayrılmaz
Akşama kadar sahibini dönsün diye bekler
Sahibinin döndüğünü ilk o anlar
Tren raylarının titreşiminden hisseder
Sevdiği insan vagonda bir koltukta yorgun geliyordur
Kavuşma anı yakındır...
Yolcular köpeğin  kuyruğunun  dans etmesinden
Trenin yaklaşma anını birbirine müjdeler
Trenden inenler yorgunluklarını unutur, sevdiklerine kavuşur
Trene binenler ise sevenlerine kavuşmak için umut tazeler.
Lokmotifin  bir an önce sireninin ötmesini, hareket etmesini ister
Evle sahipleri arasında da böyle sağlam bir  gönül ilişkisi vardır işte
Ev kime ev sahipliği yapar bilir misiniz?
Bahçesinde  koşturan neşeli çocuklara
Mutfağında yemek yapan çocukların sevgili annelerine
Sundurma altında kışlık odunları
Çocukları kışın üşümesin diye istifleyen yürekli babaya
Hürmet ve hizmet eder ev.
Sahipliğin gereğini yakışanını yapar
Sıcak küçük odalarını açar ev
Gerçek sahiplerini bilir o
Çatısını tamir edeni onarını sever
Bahçesini çapalayana sahip çıkar
Penceresinden gelen baharı karşılamaya çalışan
Evin çocuklarına kucak acar ev
Ama bazen Köpekle sahibinin başına gelenlerden
Çok daha ağır ayrılıklar yaşar sahipleri ile yuvaları.
Ev sahipleri evinin içini boşaltmaya başladılar mı!
Evin tadı tuzu kaçar
Anlar ev,  yalnız kalacağını, uzun süre yol bekleyeceğini
Hatta bazen öyle uzun sürer ki kavuşmak
Evin gözü yollarda kalır,
mutsuzluğunu boş odalara hapseder
Gözleri hep köşeden çıkıp gelen
insanları ve arabaları hareketleri gözetler
Bazen umutsuzluk öyle ağır basar ki
Sundurmanın direği çatırdar
Bazen portanın küpeştesi gıcırdan
Bazen çatıdaki kiremitler çatlar
Bunlar hep kıyamet alametleridir aslında
Evet evin bazen yeni sahipleri de olur
Onlarda çalışkan insanlardır
Onlarda evi ayakta tutmaya çalışırlar
Lakin evin gönlünde
Geçmişin izleri vardır
Ev deyip geçmeyin
Durur durur gerçek sahibini arar evler
Kolay değildir ayrılıklar hasretlikler
Onca mutlu günün hatırası
Hiç beklemediğiniz bir anda,
Süzülür evin göz pınarlarından
Göz yaşları aktıkça pencere kenarlarından
Sundurmanın anlında ve tavanında ansızın derin çizgiler oluşmaya başlar
İşte böyle gece gündüz umuda tutunur da bekler evler sahibini
Bekledikçe yaş alırlar, yıpranırlar, içleri yel alır
Rutubet kokarlar, sıvaları dökülür yürek yakarlar
Peki evin çok sevgili sahipleri ne durumdadır acaba
Bazen başka bir köye, başka bir şehre ve bazen de daha uzağa…
Başka bir memlekete göç etmek zorunda kalırlar
Kalırlar kalmasına da, akılları ve yürekleri bir yere gitmez ki, gidemez ki…
Gönülleri hep o  evlerinin bazen bahçesinde
Bazen odasında
Bazen sayvant altında
Bazen de kapının önündeki peykesinde
Bazen kendi aralarında
Bazen çok sevgili komşularıyla
Sohbet ederken bulurlar kendilerini
Aslında artık başka bir memlekettedirler ama
Anıları hep o öksüz bıraktıkları
köydeki küçük şirin köy evlerindedir
Ne zaman bir araya gelmek ve sohbet etmek isteseler
Sanki başka konu yokmuş gibi
Döner dolaşırlar mutlu oldukları evlerinde buluşurlar
Çocuklar en çok ağaçtan topladıkları meyveleri
Çelik çomak oynadıkları günleri
Bir de yaz günleri yüzdükleri
Gölleri ballandıra sallandıra anlatırlar
Ah evin annesi ah
Ya ona ne demeli
Kuzular doyurulacak
Anneleri sağılacak
Alaca ineğin buzağısı
Damdan bahçeye meraya çıkarılacak
Koyunların, keçilerin ve ineğin sütleri kaynatılacak
Bir kısmı ile peynir, bir kısmı ile yoğurt çalınacak
Kalanı da mandıraya vermek için ayrılacak.
Evin babası mı ne yapacak
Soru mu bu şimdi
Süt Mandıraya gidecek
Ekinler biçilecek
Yasaktaki yonca çevrilecek
Bağ ve fidanlar budanacak
Eşek koşulacak
Koruya kışlık oduna gidilecek
Çobanla konuşulacak
Kuzular sürüye katılacak
Baba başını kaşıyacak bir dakika
Vakit arayacak ama bulamayacak.
Ev dediğin böyle cıvıltılı olacak
Sobanın altında uyuyan kedisi olacak
Bahçede bir koruyucu köpeği
Yumurtlayan tavukları olacak
Burkanlar (kavanoz) yıkanırken
Kazanda salça (lütenitsa) kaynayacak
Ağda (pekmez) yapmak için pancarlar yıkanacak
Ev boş durmayacak
sahiplerine kucak açacak
Sahipleri evlerine bakacak, hakkını verecek
Şenlenecek ortalık
Radyoda Kadriye Latifova, Osman Asiz  türküleri  çalacak
Kocaba evin eşeğini bağladığı elma ağcının altına
bakraçla taşıdığı suyla sulayacak
Aş şöle ba, ne bu yalnızlık böyle
Hem ev yaşadığını anlayacak
Hem de akşam hep beraber komşularla
Koyu bir sohbet başlayacak
Televizyada haberler dinlenecek
Muhacirlik olacak mı diye duyulmayınca
Azcık sesi fazla açılacak
Sonra belki kino (film) bakılacak
Evin babası akşam yatmadan
Perdeyi kapatmadan
Bahçeyi suladığı markucu
Toplamayı unuttuğunu  görecek
Ama sabah toplarım diye erkenden yatacak
Sabah ilk iş  markucu toplayıp sayvant altın da ki yerine asacak.
Ev dediğin böyle şen şakrak olacak
Evin sahipleri başka bir ülkede
Ev kendi başına boş bir bahçede olmayacak
Bir daha kimse evini öksüz yalnız bırakmak zorunda kalmayacak
Evin sahiplerini yerinden yurdundan kimse  koparmayacak
Siyaset hükümet sorumlu davranacak
Devletin başı ayrım zülüm yapmayacak
Hukuk herkese eşit mesafede olacak
Bir daha kimse sevenleri yerinden yurdundan evinden ayırmayacak
Ev güzel köyünde yalnız bırakılmayacak
Gurbette yaşayan ev halkını kimse iki beton arasında tıkmayacak
Evin içi boş durmayacak
Sahiplerini kimse altın kafese sokmaya çalışmayacak
Çocuklar köy hayatından koparılıp
İki apartman arasına mecbur bırakılmayacak
İnsan sevdiğine geç kalmayacak
Çünkü geç kalanların halinden kimse anlamayacak
Bu güzel yetim öksüz  eve kimse sahibi kadar yanmayacak
Ben biliyorum
Nasıl köpek sahibini dönene kadar bekleyecek
Ev de sahibini bir gün dönecek diye gözü yollarda  bekleyecek
Ev belki gözü yollarda yıkılıp çaresizlikten intihar edecek
Ama hiçbir zaman beklemekten vazgeçmeyecek
Ev sahibi ev sahibi olalı
Ben böyle zülüm görmedim yeter diyerek
Elbet bir gün dünyada en mutlu olduğu yere
Deliorman eteklerindeki Eski Cuma  Muratlar Köyüne
Baba yadigarı memleket diyarı mutlu mesut eden yuvasına geri  dönüverecek.
Olmaz demeyin, umut besleyin
Tarih tekrardan ibarettir derler
Hayal etmeye devam edin
Bir gün gelecek
Herkes bana hak verecek
O çocuk dediydi ya ba
Eh anasını
Haklı çıktı ya
Vallahi oldu bu iş
Yeniden yuvamıza toprağımıza kavuştuk diyecek
Cevat Çırak
07.04.2022
İstanbul

Fotoğraf : Bulgaristan Eski Cuma Muratlar köyünden bir ev.

Not 1 Lütfen beğendiyseniz paylaşınız.

Not 2 Hayal edeyim dedim kızmayın be ya, ama hayal etmeye devam edin, belli olmaz bu işlerin sonunun nereye varacağı.  :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yediler Ormanında Kayak

Yaşar Kemal Usta ile UBUNTU'YU konuştuk.

Naim Süleymanoğlu