Kayıtlar

"Kimin ak kimin kara olduğu, zor günlerde belli olur."

Resim
 "Kimin ak kimin kara olduğu, zor günlerde belli olur." Türkiye'de ekonomik şartlar her geçen gün biraz daha insanların alım gücünü uzun bir süre daha olumsuz etkilemeye devam edecek gibi görünmektedir.  Şirketlerin üst yönetim kadroları bu süreçte ciddi bir sınavdan geçmektedir. Özellikle astlarını ezen, insanlık dışı muameleyi reva gören, saygısız davranan, fakat ustlerine  karşı el pençe divan duran, yalakalık ta sınır tanımayan atanmış liyakatsız yoneticler bir bir kabak gibi ortaya çıkıp sırıtmaya başlamış gibi görünüyor. Şirket Yönetim Kurulu Üyeleri hatalarının farkına varmaya, öz eleştiri yapmaya başladılar gibi sanki. Patron ne der diyerek gerçekleri dile getirmekten imtina eden:mevki makam, maddiyat endişesi yüzünden, haklısınız, harika fikir, neden biz düşünemiyoruz diyen iyi gün dostu, orta ve üst düzey yöneticiler takımlardan atılmaya, işlerini kaybetmeye başlamıştır. Süreç her geçen gün daha da sertleşiyor ve güçsüz liyakatsız halkalar bir bir dökülmeye deva
Resim
 Kamil Kaderli namı değer Kamil Rafioğlu. Köyümüzde mahalleden arkadaşımdı, okulda sınıf arkadaşımdı, akrabamdı, fakat en çok ta sırdaşımdı. Bu asil birliktelik yolculuğumuz memleketimizde doğduğumuz köyde başladı, sonra anavatan yolculuğu ile devam etti. 1978 yılında ailesi ile birlikte Türkiye'ye benden 2 ay önce göç etti. Ben Edirne'de anavatan toprağına ilk ayak bastığımda karşılayanlar dan biri gene oydu. Kader birligimiz İstanbul'da da devam etti Hiç unutmam bir gün İstanbul Aksarayda luna parka gitmiştik. Bütçemiz kısıtlı sadece yol paralarimiz vardı cebimizde. Fakat canımız karpuz cekmisti yol paraları ile bir dilim kapruz aldık pay ettik afiyetle bir güzel yedik. Sonrasını sormayın ,17 km yolu yuruduk. Yorulduk ama hiç yılmadık. Çocukluk yaşamadık , gençlik nedir bilmedik, çocuk yaşta adam olduk, sorumluluk aldık, ailemizin yüküne ortak olduk. Muhacirliği çeken bilir. Hayallerimizi hep erteledik durduk, öteledik. O gün bizim için  büyük serüven yaşadığımız  bir gün

DIZMANA

Resim
 Sen  kaakmış şimdi bana soreemsin iç utanmeemsin sen mare... Nerde kalmış bi koca  tepsi dızmananın yaris  deye , bak sen acık ey ... Koymuş yanına bi tas kompot /soukluk  Çıkamış uynuklu kaymaklı pinirli bi koca  tepsi dızmanayı fırından bırakmış sofranın üstüne ... Eee nede kaldı bu dızmananın yarısı deye baresin.. Iştinma mare... neede kalcek o Yudumalyıvedim ben onu sıcacık sıcacık aydadım luplettim ben onu ... Nabem o bana bakecek ben ona bakacam bakışmaa mı koydun sen bure Bir tas kompotu/soukluu  da aydayıvedim ustune eha ama ha , kayeri kayeri ... Çok isle yapesiniz siz bu dızmanaları mare , çok kadın oleri,  insan yime doyameri , yapmayın böle, tuyanneriz ey deli , yapmayin bu dizmanaları ba,  yapasanız  da bırakmayın şunları benim önüme mari, eha yettiniz cana kayrıkın mare ... ❤🧿🧿🧿♥️ Lütfen lütfen gaza gelip Dizmana yapma gayretine düşmeyin şimdi. Kilo yapıyormuş siz yapın bana haber verin ben pişer pişmez ordayım. 🤣🤣🤣 Not: Bulgaristan Turkleri Deliroman Türkçesi ağız

Asan Aga

Resim
 Asan Agam  Ba Asan aga doldumuşun gene kileri ba ,  Nee böle yapesin sen ba dedim. Asan agam şöle bi kaykıldı kaaktı burkanların başından  Naabem ba kadaşım dedi , te göresine Bu sene domatiler çok yaptı da  Bende ziyan olmasın deye burkanlara dolduruvedim dedi  E dedim Asan aga sen hep kendine yapesin  bizi iç düşünmesin dedim Verem ba aganın al te kaç tane istesen dedi  Dedim iç olmasa te to geride olanlar biraz taa kara dureri onladan vee dedim  Olmaz ba kadaşım dedi onla bıldııdan Al te bu tazeleden  ta soomadılar bile  Yeni cıkaadım kazandan dedi  Eh dedim Asan aga tamam acan ole beri yankıla ne öyle  dedim  Kompota benzeeler  Va dedi kompot ta va  Ama sen gormemisin ba onlar konfetur dedi  Dedim ne konfeturu onla ba  Ne istesen va dedi,  E dedim  Açan öle  Bi burkan erik bi burkan da fişne konfeturu ve bali dedim Al derime sana ba dedi Ne istesen al  Sona döndü bana doru  Gee bure gel dedi  Aha dedim şimdi yiyicez sopayı Kızdı galiba Asan agam  Korkma gelsene ne bakınesin dedi 

No Olduunu Yazmayacagim

Resim
 Ne olduğunu yazmicem ama, dadında gramında içildinesi; 🔹️ yürene iyi geleri  🔹️ domatili soğanlı salatka ile çok isle gideri  🔹️ ama yanında peçkanın koorunda  kzarmış lukanka ile  taa isle oleri, yumuşeri , kayeri de kayeri. 🔹️souk icilise taa isle oleri, geçtigi yerleri yakeri de akeri  🔹️tok tutmeri ama moral vereri  🔹️yanında iki de kolega (arkadaş)  vasa çaşkala (kadehler) bi kalkeri bi ineri... 🔹️bi de kötü  sevmediim bi tabiiyeti va şise çok çabuk biteri . Sade te bu uyu canımı çok sıkeri... 🔹️magazin de kapalı sa bittaa mısmıl kafam bozuleri . 🔹️ yapmayın ba , taa avşama çok vaa ba , ne bu acele bey, acele etmeyin ba ,  🔹️ ey kafadarlar bak ne deyecem bi de bi burkan acı çuşka da olsa yanına eha 🥂👏👏👏 Hadiin ba , oturma mı geldiniz, çalın  kaşı  taratora , aydayın samıksaklı iştanızı açın ba, deli yapmayın kendinizi gece uzun ba ,  Salın radyayı aşşöle a bakem ... Kir begiri nalladalım pin taligaya anlatalım... 🎶🎼😆🎶🤣🍹🧿🤣🤣🤣 NOT: Bulgraristan Deliorman Turk

Yağmuru sevişim tesadüf değil.

Yağmuru  sevişim tesadüf değil. Yağmuru sevişim tesadüf değil.  Eylül çocuğuyum ben belki ondandır  Kim bilir ? Suyun kıymetini en iyi bilen  toprağını işleyen, köylü çocuğu olmamdandir. Yağmuru sevişim tesadüf değil  Yağmurda  sokakta olmayi sevmem iki çıplak yürek gezmek istememdendir. Kim bilir ? Tohuma can olmasindan, Toprağa yar olmasından  Saksıdaki çicegin yüzünü güldurmesindir.  Yağmuru sevişim tesadüf değil Ama sen beni dinle yagmur Vatanımın bir bolgesi  yaralı, Memleketim yas icinde Gözü yaşlı insanımın üstüne yağma  Gönüllerimizi bir de sen dağlama yağmur  Yağmuru sevişim tesadüf değil  Hüzünlendiriyor, bazen de yoruyor Fakat biliyorum çokça besliyor  koruyor bizi, Açlık ve sefaletten. Kim bilir? Belkide üstümüze  eşit yağdığın için Seviyorum seni gomunist yağmur. Cevat ÇIRAK  28.03.2023 #yağmur #şiir #edebiyat

Ah Anılar Ah

Resim
Ah anilar ah. Tam 45 yıl önce henüz  10 lü yaşlarda bir çocuktum, köyümun aşağı mahallesinde bizim evin sokağının köşesinde bu elektrik direği aynen böyleydi. Hala da aynı yerinde duruyor. Ben artık 60 yaşına  merdiven dayamış bir emekliyim. Köyümden çok uzaktayım, hatta başka bir ülkedeyim. Her şeye rağmen anılar peşimi bırakmıyor, o mutlu güzel günleri çevirip çevirip çıkartıyor karşına. Bu direğin önündeki meydanda mahalle arkadaşlarımızla toplanır kendi aramızda maç yapar , bazen çelik çomak oynardık. Celik çomak nedir diye sorsan bugünün çocuklari pek değil hiç bilmez. Bu direk benim gizli kasamdi adeta, bazen bozuk paralarımı kıymetlerimi bu yaralı direğin böğürünce saklardım. Çocuk aklı işte bozuk paralarımı çıkartmak biraz zor olurdu ama olurdu. Dedim ya ah bu anılar sabah sabah facebook hatırlattı ve ben gene köyümde eski mutlu gunlerin  anılarımın  arasına daldım mutlu mesut maziye yolculuk ediyorum. Bu böyle olmayacak bir memleket havası alma zamanı geldi. En kıs