Kamil Kaderli namı değer Kamil Rafioğlu. Köyümüzde mahalleden arkadaşımdı, okulda sınıf arkadaşımdı, akrabamdı, fakat en çok ta sırdaşımdı. Bu asil birliktelik yolculuğumuz memleketimizde doğduğumuz köyde başladı, sonra anavatan yolculuğu ile devam etti. 1978 yılında ailesi ile birlikte Türkiye'ye benden 2 ay önce göç etti. Ben Edirne'de anavatan toprağına ilk ayak bastığımda karşılayanlar dan biri gene oydu. Kader birligimiz İstanbul'da da devam etti Hiç unutmam bir gün İstanbul Aksarayda luna parka gitmiştik. Bütçemiz kısıtlı sadece yol paralarimiz vardı cebimizde. Fakat canımız karpuz cekmisti yol paraları ile bir dilim kapruz aldık pay ettik afiyetle bir güzel yedik. Sonrasını sormayın ,17 km yolu yuruduk. Yorulduk ama hiç yılmadık. Çocukluk yaşamadık , gençlik nedir bilmedik, çocuk yaşta adam olduk, sorumluluk aldık, ailemizin yüküne ortak olduk. Muhacirliği çeken bilir. Hayallerimizi hep erteledik durduk, öteledik. O gün bizim için büyük serüven yaşadığımız bir gün
Kayıtlar
DIZMANA
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Sen kaakmış şimdi bana soreemsin iç utanmeemsin sen mare... Nerde kalmış bi koca tepsi dızmananın yaris deye , bak sen acık ey ... Koymuş yanına bi tas kompot /soukluk Çıkamış uynuklu kaymaklı pinirli bi koca tepsi dızmanayı fırından bırakmış sofranın üstüne ... Eee nede kaldı bu dızmananın yarısı deye baresin.. Iştinma mare... neede kalcek o Yudumalyıvedim ben onu sıcacık sıcacık aydadım luplettim ben onu ... Nabem o bana bakecek ben ona bakacam bakışmaa mı koydun sen bure Bir tas kompotu/soukluu da aydayıvedim ustune eha ama ha , kayeri kayeri ... Çok isle yapesiniz siz bu dızmanaları mare , çok kadın oleri, insan yime doyameri , yapmayın böle, tuyanneriz ey deli , yapmayin bu dizmanaları ba, yapasanız da bırakmayın şunları benim önüme mari, eha yettiniz cana kayrıkın mare ... ❤🧿🧿🧿♥️ Lütfen lütfen gaza gelip Dizmana yapma gayretine düşmeyin şimdi. Kilo yapıyormuş siz yapın bana haber verin ben pişer pişmez ordayım. 🤣🤣🤣 Not: Bulgaristan Turkleri Deliroman Türkçesi ağız
Asan Aga
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Asan Agam Ba Asan aga doldumuşun gene kileri ba , Nee böle yapesin sen ba dedim. Asan agam şöle bi kaykıldı kaaktı burkanların başından Naabem ba kadaşım dedi , te göresine Bu sene domatiler çok yaptı da Bende ziyan olmasın deye burkanlara dolduruvedim dedi E dedim Asan aga sen hep kendine yapesin bizi iç düşünmesin dedim Verem ba aganın al te kaç tane istesen dedi Dedim iç olmasa te to geride olanlar biraz taa kara dureri onladan vee dedim Olmaz ba kadaşım dedi onla bıldııdan Al te bu tazeleden ta soomadılar bile Yeni cıkaadım kazandan dedi Eh dedim Asan aga tamam acan ole beri yankıla ne öyle dedim Kompota benzeeler Va dedi kompot ta va Ama sen gormemisin ba onlar konfetur dedi Dedim ne konfeturu onla ba Ne istesen va dedi, E dedim Açan öle Bi burkan erik bi burkan da fişne konfeturu ve bali dedim Al derime sana ba dedi Ne istesen al Sona döndü bana doru Gee bure gel dedi Aha dedim şimdi yiyicez sopayı Kızdı galiba Asan agam Korkma gelsene ne bakınesin dedi
No Olduunu Yazmayacagim
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Ne olduğunu yazmicem ama, dadında gramında içildinesi; 🔹️ yürene iyi geleri 🔹️ domatili soğanlı salatka ile çok isle gideri 🔹️ ama yanında peçkanın koorunda kzarmış lukanka ile taa isle oleri, yumuşeri , kayeri de kayeri. 🔹️souk icilise taa isle oleri, geçtigi yerleri yakeri de akeri 🔹️tok tutmeri ama moral vereri 🔹️yanında iki de kolega (arkadaş) vasa çaşkala (kadehler) bi kalkeri bi ineri... 🔹️bi de kötü sevmediim bi tabiiyeti va şise çok çabuk biteri . Sade te bu uyu canımı çok sıkeri... 🔹️magazin de kapalı sa bittaa mısmıl kafam bozuleri . 🔹️ yapmayın ba , taa avşama çok vaa ba , ne bu acele bey, acele etmeyin ba , 🔹️ ey kafadarlar bak ne deyecem bi de bi burkan acı çuşka da olsa yanına eha 🥂👏👏👏 Hadiin ba , oturma mı geldiniz, çalın kaşı taratora , aydayın samıksaklı iştanızı açın ba, deli yapmayın kendinizi gece uzun ba , Salın radyayı aşşöle a bakem ... Kir begiri nalladalım pin taligaya anlatalım... 🎶🎼😆🎶🤣🍹🧿🤣🤣🤣 NOT: Bulgraristan Deliorman Turk
Yağmuru sevişim tesadüf değil.
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yağmuru sevişim tesadüf değil. Yağmuru sevişim tesadüf değil. Eylül çocuğuyum ben belki ondandır Kim bilir ? Suyun kıymetini en iyi bilen toprağını işleyen, köylü çocuğu olmamdandir. Yağmuru sevişim tesadüf değil Yağmurda sokakta olmayi sevmem iki çıplak yürek gezmek istememdendir. Kim bilir ? Tohuma can olmasindan, Toprağa yar olmasından Saksıdaki çicegin yüzünü güldurmesindir. Yağmuru sevişim tesadüf değil Ama sen beni dinle yagmur Vatanımın bir bolgesi yaralı, Memleketim yas icinde Gözü yaşlı insanımın üstüne yağma Gönüllerimizi bir de sen dağlama yağmur Yağmuru sevişim tesadüf değil Hüzünlendiriyor, bazen de yoruyor Fakat biliyorum çokça besliyor koruyor bizi, Açlık ve sefaletten. Kim bilir? Belkide üstümüze eşit yağdığın için Seviyorum seni gomunist yağmur. Cevat ÇIRAK 28.03.2023 #yağmur #şiir #edebiyat
Ah Anılar Ah
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Ah anilar ah. Tam 45 yıl önce henüz 10 lü yaşlarda bir çocuktum, köyümun aşağı mahallesinde bizim evin sokağının köşesinde bu elektrik direği aynen böyleydi. Hala da aynı yerinde duruyor. Ben artık 60 yaşına merdiven dayamış bir emekliyim. Köyümden çok uzaktayım, hatta başka bir ülkedeyim. Her şeye rağmen anılar peşimi bırakmıyor, o mutlu güzel günleri çevirip çevirip çıkartıyor karşına. Bu direğin önündeki meydanda mahalle arkadaşlarımızla toplanır kendi aramızda maç yapar , bazen çelik çomak oynardık. Celik çomak nedir diye sorsan bugünün çocuklari pek değil hiç bilmez. Bu direk benim gizli kasamdi adeta, bazen bozuk paralarımı kıymetlerimi bu yaralı direğin böğürünce saklardım. Çocuk aklı işte bozuk paralarımı çıkartmak biraz zor olurdu ama olurdu. Dedim ya ah bu anılar sabah sabah facebook hatırlattı ve ben gene köyümde eski mutlu gunlerin anılarımın arasına daldım mutlu mesut maziye yolculuk ediyorum. Bu böyle olmayacak bir memleket havası alma zamanı geldi. En kıs
Bilmiyorum size de oluyor mu?
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Bilmiyorum size de oluyor mu? Günlerden, güneşli bi pazardı dün. Sağlığım yerinde. Kışın ortasında. Hava misler gibi güzel. Kahvemi alıp bahçeye çıktım. Artık sigarasiz içmeye çalışıyorum espresso denen mucizeyi. Dedim ya işte, sebepsiz huzunleniyorum bazen. Kimseye borcum yok. Bir Allahın kuluna, bilerek isteyerek, kotulük etmedim. Ama yalnız hissediyorum kendimi, bir buruk içim, nedensiz. Neden arıyorum; belki diyorum, aylar oldu, çocuklarımı göremedim, hele torunlarımın cennet kokuları burnumda tutuyor. Tamam diyorum gidip çocuklarımı da göreceğim, zaten bu digital cağda görmek hiç sorun değil ki! Yok yok buda değil, neden, bilmiyorum, bu pazar evde yalnız kaldım diye mi, yoldaşım yanimda değil diye mi acaba, bu yalnızlık. Size de oluyor mu bazen, yoksa sadece bana mı, bu içime kapanmalar, yalnız hissetmeler, hedefsiz hamleler, amaçsız saatler. Soruyorum? Lütfen, samimi ve dürüst cevap verin, neden bu sebepsiz sabretmeler, neler oluyor böyle? Yoksa şairin dedigi gibi