Kayıtlar

Geçmişim Girdi Kapımdan

Resim
Geçmişim Girdi Kapımdan Cevat Çırak Jan 15 Akşam olmak üzere, hava yeterince karamsar. Hayır olsun diyorum, ümit üretmeye devam. Az sonra kasvetli havanın nedeni belli oluyor. Hafif hafifi kar taneleri uçuşuyor bahçemde Hava kararıyor gece lambası haber veriyor Karın yoğun bir şekil aldığını İçimde nedensiz tarifsiz bir hüzün hissediyorum. Tam o sırada Geçmişim giriyor evimin kapısından Köyüm geliyor aklıma Masamda sıcak kahvemin ve dumanı Peşinden kahve kokusu kaplıyor oturduğum salonu Telaşsız geçmişi ziyarete gidiyorum Dedemin bir katlı tek odalı evindeyim Dışarda lapa lapa yağan diz boyu kar var Sayada yeni doğmuş kuzular sesleri Odada soba cayır cayır yanıyor Sobanın üstünde mısır tenceresi mis gibi kokular salıyor Fırında kumpirler olmak üzere Dedem sobanın başına bağdaş kurmuş Elinde sucuk ve bıçak yerde sofra bezi Özenle bir kangal köy sucuğunu odun koruna hazılıyor ince dilimlenmiş sucuk çoktan teslim olmuş ateşe

Ligor Ağanın Lahanaları

Resim
                                                  LİGOR  AGANIN  LAHANALARI Bazen düşünüyorum da, ne kadar şanslıyız diyorum. Bizim şirin yemyeşil köyümüz cıvıl cıvıl cennet gibiydi diyorum. Neden öyle diyorum. Merak ettiniz değil mi? Durun anlatacağım. Cevabı öyle çok uzun ve karmaşık değil! Bizim şirin köyümüz bereketliydi, neden, çünkü suyu bol. Su demek bereket demek. Su demek zenginlik demek, Su demek sağlık esenlik demek. Şimdi size biraz detay verebilirim. Mesela bizim köye benim çocukluğumda gelmek istediniz, merak ettiniz ve yola çıktınız. Bu arada kırk sene önceki köyümden bahsediyorum. Diyelim ki önce doğu tarafından giriş yapmak istediniz. Sizi önce yukarıki yazovir (suni göl)  karşılar. Yok ben doğudan değilde batıdan giriş yapmak istiyorum derseniz, aşağıdaki göl siszi karşılar. Böyle bir köy, her yeri bereket fışkıran masal  köy.Bulgaristan Eski Cumanın Muratlar köyü. Durun daha bitirmedim ki sadece göller mi, hayır hayır, birde ortasından geçen n

Gagarin Mahallesinin Çocukları

Resim
                                         GAGARİN  MAHALLESİNİN  ÇOCUKLARI         Hava tam delilik havası, aylardan haziran, aşağı mahallenin çocukları her zaman toplandıkları yerde oyuna başlamışlardı bile. Biliyorlardı az sonra Mustafa Kocabam (dedem) çıkacak her zamanki gibi bize seslenecekti. Çok geçmedi Aynen dediğim gibi de oldu; Büyük portalın küçük kapısını açtı ve başladı söylenmeye. Yapmayın ba çocuğun, kime derim ben, siz ne seslemesiniz... Yıkacağınız avlu kapısı, kırılacak koca kapı ben sonra ne yapacağım. Biz o sırada mahallede kendi aramızda yaptığımız maça ara verdik tabiğ. Koca avlu tokadını (kapısı) çift kale maçına kale olarak kullanırsan olacağı budur. Her gol'de yada aut atışında top portaya çarptıkça  tak tak diye ses çıkartıyor, gürültü oluyor ve biliyoruz ki kocabam çıkacak ve bize gene her gün tekrarladığı lafları saydıracak'tı. Ama kocabam'da hikayenin sonun mutlu biteceğini biliyordu elbet. Yoksa o kadar laf ettikten sonra bize

Mutluluk

Resim
MUTLU'LUK Her senin sonunda  önce kocaman heyecanlar sonra travmalar yaşatırız kendimize. Ne mutlu bizlere ki, uzun sürmez bu melankolik durumumuz. Hemen gelmekte olan yeniye sarılmak nedir böyle. Ama evet biz insanız, genelde yeniyi severiz. Eski yılın son gün ve gecesinde, gelmekte olan yeni yıla bizleri bağlayan saatlere kurtarıcı olarak sarılırız. Özellikle 2018 yılı için diyebilirim ki hepimizi çok yoğun bir şekilde yordu ve yıprattı. İşte bu nedenle olsa gerek, yılbaşı gecesi eski yıldan kurtuluyoruz diye sevinir yeni yıl gelmek üzere diye ümitlerimizi tazeler sinirlerimizi rahatlatmaya çalışırız. Hayaller umutlar saklandıkları sandıktan çıkartılır yeniden hafızamıza yüklenir, masalar kurulur sofralar donatırız. İmkanlarımız değerinde sevdiklerimize hediyeler almaya çalışırız. Ben hediyeye de karşıyım gerçi ama, teamüller her yıl beni yanıltır. Bu son gecenin bir kaç saatinde neler olur derseniz; Aslında kendimizi mutlu olduğumuza ikna etmeye çalışırız, ama nafile

Köyümüzde Bir Mayis İşçi Bayramı Kutlamaları

Resim
         Köyümüzde Bir Mayıs İşçi Bayramı Kutlamaları  I. Bu sabah normal saatimizden önce kalkmıştık. Bir mayıs işçi bayramı kutlamaları her sene olduğu gibi, bu yılda güneş yükselmeden, insanları bunaltmadan başlıyordu. Hepimiz köy meydanında pametniğin (anıtın) önünde toplanmış bir saatten fazla süren sıkıcı konuşmaları dinliyorduk. Korkarım uyku düzenimizin ayarı biraz da bize anlamsız gelen törenler nedeniyle  bozulmuştu gibi sanki. Öyle bir mahmurluk, bir keyifsizlik ki, her yıl aynı can sıkıcı konuşmalar tekrarlanıp döndürülüyordu. Ne tesadüf konuşmacılarda üç aşağı beş yukarı hep aynı kişilerden oluşuyordu. Havanın güzelliği olmasaydı bu tören sanırım hiç katlanılacak gibi değildi. Mayıs ayı bildiğiniz gibi karlı soğuk kış günlerinden çıkıp, ilk baharın insanın içini ısıttığı zamanlara denk gelirdi her yıl. Fakat bu tören neden bu kadar uzadı, hadi artık bitsin artık diye sabırsızlanıyorduk. Biz öğrenciler gibi törene katılan işçilerde sabah yapılacak güreş m

Ahmet Ağam Remont Yaperi

Resim
Ahmet Agam Remont (tamir) yaperi  Işten eve dönüyordum. Komşum Ahmet agam gene arabasının başında dönenip  duruyordu. Kolay gele Ahmet aga  Sağol ba aganin sağol  Nabesin gene  arabanın başında  Naabem ba kardeşim  te göresine Remont (tamir) yapem.  E sen annemsin araba remontundan eşek yada beygir taligası  değil ki bu, içinde koca maşina (motor) var. Doğru sölesin ba aganın ama nabem. Anladigimdan dil ama aganin , ötesini berisini azcık birkalerim (karıştırıyorum) belki düzelir de avtoservise (servise)  bi kalpak para vermeyem  deye uğraşem, nabem bilesine  taa zaplataya (maaşa) çok var, paramda yok.  Ah Amed aga ah diyorum, – ya bilmeden taa çok bozarsan bir yerini kirarsan bütün zaplata gideceke  Başını iki elinin arasina alarak adeta kendine isyan edercesine, Auvv bak ben orasını hiç düşünmedime  dogru söylesin birakem ben şu kuduru (anlar anlamaz ) remont işini, hepten başıma bela almayem, yakarım bütün zaplatayı… Bizim  diş portaldan evimin ka

Psikoloğum Domates Salçası

Psikoloğum Domates Salçası Bazen erkenden yatar yeni günü iple çekersin. İçinden bir sıkıntı olduğunu bilirsinde, bu darlanmanın nedenini bir türlü bulmazsın. Bütün gece bir sağa bir sola döner, ara sıra tavanı seyreder fakat ne hikmetse, beklediğin uykuyu bulamazsın. Nihayet sabah oldu diye sevinirsiniz ama gerginliğin hissedilir ölçüde daha da artmıştır. Daha iyi anlaşılsın diye biraz daha farklı anlatayım şu anki ruh halimi. Hani bazen uçak yolculuğunuz olur ya , siz tam zamanında hava alanında olursunuz, tüm kontrol kapıları ve bilet işlemlerini eksiksiz ve tam zamanında tamamlamışsındır ama; seni tedirgin eden, rahatsız eden bir şeyler hala göğüs tahtanın üstünde koca bir kaya gibi durur ve kaygılanmaya devam edersin. İşte tam o sırada iç sesin sana uçağın rötar yapacak mesajlarını tekrar tekrar göndermeye devam eder ya. Sen iç sesinin mesajlarını düşünürken iç sesin yine haklı çıkar, o lanet anonsu duyarsın ve biraz daha gerilirsin. Bu sefer iç sesin sana, hayır olsun, bir