Kayıtlar

Sevgililer Günü

14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ   Yeni yılla birlikte bembeyaz bir sayfa açıyoruz, ve daha ilk günden çok güzel bir şekilde o açtığımız yeni sayfaya insana ve insanlığa hizmet edecek güzel adımlar atmak yerine, nefsimize hevesimize yenik düşerek karalama defteri haline dönüştürüyoruz. İşte yılbaşından sonra bizi bekleyen en önemli sınav 14 Şubat Sevgililer Günü. Neymiş Milattan sonra üçüncü yüzyılda Romada Aziz Valentin adında doktor olarak görev yapan bir rahip, İmparator 2. Klaudius’un askerliği yasaklamasına rağmen sevgililere gizlice nikah kıyarak evlendirmiş. Fakat imparator durumu öğrenince Aziz Valentini idama mahkum etmiş. Merhametli İmparator merhametini göstermiş ,hristiyanlıktan çık ve Romanın dinlerine geri dön demiş. Ama bizim Aziz Valentin kabul etmemiş. 14.Şubat Sevgililer gününde idam edilmiş. Olaydan neredeyse 300 yıl sonra, MS. 496’da Papa Gelasius 14 Şubat’ı Sevgililer Günü’nü resmi bayram günü olarak belirleyerek kutlanmaya başlanmış.  Günüm

Karıncanın Kerameti

Resim
Karıncanın Kerameti Cemal bu sabah telaşla uyanmadı Her sabah ki telaşından eser yoktu. Kalktı çok sakin bir şekilde önce traşı gelmiş mi onu kontrol etti. Bugün her şey mükemmel olmalı dedi içinden. Özenle traş oldu, sonra duş aldı. En güzel kıyafetlerini giydi. Özel günler için sakladığı parfümünden sıktı. Sonra saate baktı, saat her sabahki kalktığı saatten erkendi. Evinin kapsını kapatırken bir şey unttum mu diye dönüp arkasına bakmadı. Oysa her sabah evden çıkmadan önce her şeyi en az iki kez kontrol ederdi. Cemal bugün sanki gidip de tekrar dönmeyecekmiş gibi haraket ediyordu. Otobüs durağına vardığında yine saatine baktı, en az yarım saat erken gelmişim dedi. Neyse ki aylardan hazirandı, beklemesinde bir sakınca yoktu. Her zaman gazete okuyan Cemal bu sabah otobüs durağının direğine yaslanmış duruyordu. Çok anlamsız bir duruştu bu, gözlerini bir boşluğa sabitleşmiş sanki donup kalmıştı. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadı Cemal. Otobüs geldi yolcu

Çiçekler

"Bütün çiçekleri koparabilirsiniz ama baharın gelişini engelleyemezsiniz…." 17/12/2019   cevat cirak  tarafından , posted in  çocuk sevgi ,  genel ,  teog, eğitim, sınav. ,  şiir ,  şiir edebiyat Türkiye’de geçen yıl 1.3 milyon çocuk doğmuş. E ne var bunda her yıl ortalama o kadar çocuk doğuyor diyebilirsiniz. Evet haklısınız. Birde şöyle bakın bakalım bir şey görebilecek misiniz. Yeni doğan bu çocukların sadece %20 sinin evinde kitap ve kütüphane var. Geri kalan çocukların evlerinde kitap yok. Onlar ilk 3 yaşlarını, yani kritik dönem dediğimiz ilk 3 yaşlarını, yani beyinlerinin %95 geliştiği ilk 3 yılı kitap görmeden geçiriyor. Kitapla ne zaman mı tanışıyorlar doğduktan 6 yıl sonra yani ana okulunda. Peki devam edelim, Türkiye’de evlerde kitap yok tamam anladık, kütüphanelerde durum denir ona bakalım. Türkiye’de 70.000 kişiye (yetmişbin) sadece 1 kütüphane düşerken. Mesela Komşumuz Rusya’da 5.000 kişiye (beşbin) 1 kütüphane düşüyor. Evlere

Boyalı Beygir

Boyalı Beygir Evvel zaman içinde ,  kalbur saman içinde ; pireler berber, develer tellal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken Balkanlar’da Deliorman eteklerinde Eski Cuma’ ya Bağlı şirin mi şirin Muratlar adında bir köy varmış . Köyün iki gölü, koruları, meraları, bir de köyün tam ortasından geçen serin ve engin akan bir deresi varmış. Köyün neşeli, hayat dolu, çalışkan halkı çiftçilik ve hayvancılıkla geçinip dururmuş. Köyün aşağı mahallesinde Ali, Veli ve Sali (Salih) adında üç kardeş yaşarmış. Babalarının gölgesinde ve himayesinde aynı evde mutlu mesut hayat sürerlermiş. Güneş doğmadan kalkar güneş batana kadar tarlalarında bıkmadan usanmadan çalışırlar yaşayıp giderler imiş. Her zaman olmasa da babaları ne derse dinlerler sözlerinden çıkmazlar imiş. En büyük kardeş olan Alinin her zaman babası ile kararları pek uyuşmaz sıkıntı yaşarlar imiş. Yine öyle tartışmalı günlerden bir gün evin fedakar atı ile ilgili sorun çıkmış. Büyük oğlan Ali, iki kardeşi Veli ve