Kayıtlar

YALNIZLIĞIM

YALNIZLIĞIM. Sabaha karşı ben Sarılır sarmalanir üşürüm Yatağımda bir sağa bir sola dönerim. Sabaha karşı ben Dilim dilim Parçalara ayrılır Dertten kederden sıyrılır, yanlızlığima döner yenilenirim. Yalnızlık insana mahsus bilirim. İnsansız kalmaktan irkilirim Vermeden alınmaz onuda   bilirim Sayarim severim sevilirim. Her mevsim güzeldir bilirim Ama ben kendi mevsimimde Yalnızligima seyahati severim Bir gider bir gelir Hep sarhoş olur dönerim. Dünyaya yalnız geldim Yalnız gideceğimi de bilirim. Aşkların en güzelini düşlerim Bir köşeye sığınırimda Sevdiğimi hep yalnız beklerim.

NAFTALANJA

NAFTALANJA* Gün doğar, insan yaşar derler. Sabah erken kalkarım. Okul hazırlıklarımı yapar okula giderim. Cuma günü hariç her günüm aynıdır. Bugun haftanın son günü son dersidir. Ders zilinin çalmasını iple çekerim. Zil çalınca okulda büyük bir gürültü kopar. Öğrenciler bir başka neşeli olurlar. Bu son okul gününden olsa gerek, Çiçekler her zamankinden güzel kokar. Güneş bir başka gülümser. Koşar adımlarla evimin yolunu tutarım Yolda gördüğüm her canlıya selam veririm Mutluluk sarar her yanımı Bilirim dedemin gözleri kapıda beni bekler. Bilirim Bahçemdeki yeni ekilmiş meyveler sebzeler benim yolumu gözler Sevildiğimi hisseder ben sevmeyi öğrenirim. Dedemin adı Mehmet Alidir Dedem beni hep kucaklar okşar sever Sabırlıdır, ileri yaşına rağmen gayretlidir, Toprakla arası herkesten çok iyidir. Toprakla konuşur derleştir. Okul kıyafetlerimi değiştirdikten sonra Mehmet Ali dedemin yanına giderim Bahçemizin sulanması için ben acele ederim o güneşin batmasını bekl

ANNE

ANNE Anne olmak annelik  kolay mi? Karnına düşersin Dokuz ay Türlü türlü Işkenceler edersin Doğarsın Ne ağlamam biter Ne sizanman Okula  başlarsın Kahrını annen çeker Askere gidersin Yollarını anan gözler bekler. Bir kıza tutulur seversin Kahrını sırrını Gene anan çeker Evlenir yuva kurarsın Derdini annen dinler Çocukların olur Annenin gözüne bakarsin. Işte o zaman anlarsın Annenin kıymetini Ne zormuş çocuk büyütmek der Annenin boynuna düşersin. Sersem olur  geçmişe dönersin Annene cektirdiklerini düşünür Içten içe kahrolur öne kendine kızar söver Sonra Anene doner yüksek sesle dizlerine kapanır af dilersin. Çocuğun büyüdükçe Daha iyi anlarsın Cennetin neden Analarin ayakları altında olduğunu Anlarsın. Anladıkça yanarsın Yandıkça pişersin Piştikçe insan olur Kule dönersin. Annen sana kızmaz Hep sevgi ile sinirsiz bir aşka bakar da Sen hala neler olup bittiğini kavrayanazsin Sudan çıkmış balığa dönersin. Torunların olduğunda Evlatl

Memleketim ve Şehrim

         Memleketim ve Şehrim Deli Ormanlıyım ben Balkanlardan Eski Balkan Derler Koca Balkan Derler Biz bizim Balkan deriz Eteklerinde büyüdük Meralarında Çelik çomak oynadık Mandalarla Malaklarla Göllerinde derelerinde yüzdük Yalnız değildik Ördekler de kazlarda bize eşlik etti Kurbağaları  saymıyorum Onları çok yorduk Siz bilir misiniz ? Kuzuları anneleri koca sürü içerisinde nasıl bulur Kuzular mı annelerini anneler mı kuzuları tanır Muhteşem bir andır o canların buluşması Biz o çocukluk günlerini hiç unutamıyoruz Ne zaman bir araya gelsek canlanır anılarımız Koydeki bir ağacın gölgesinde Kaldığımız yerden başlar anılar üzerine sohbetler Memleket bu nasıl unutulur Kolay mı unutmak, yok olup gitmek. Nasıl kıyarız çocukluğumuza, yaşadıklarımıza Özlüyoruz işte elimizde degil. Yahu dedik ya, Biz oralıyız Deli Ormanlıyız Eski Balkanlıyız Koca Balkan da derler Koca Yusufun, Kurtderelinin oralıyız Hey gözünü sevdiğim toprağım Canım ciğerim herşeyim al

Bugün Benim Doğum Günüm

                                         Bugün Benim Doğum Günüm Eylül aylarını bir başka severim Düşünsenize, Yağmurlu bir havada Yatak odanda Yağmurun tınısını dinlemek için Penceren yarım açık Pervaz kenarına düşen Damlaları notalarınmış gibi sayıyorsun Yorgun hissetmiyorsun İçinde bir huzur, bir mutluluk Sanki yağmurdan az biraz sonra Hayal ettiğin gökkuşağı çıkacak Boydan boya Masmavi gökyüzü tualini süsleyecek Yedi rengi ile  rengarenk boyayacak Kırmızı ile günlük Aşklar Turuncu ile samimiyetsiz  duygular Sarı ile sahte sevgiler Yeşil ile kaybolan doğa ile ormanlar Lacivert ile hüzünlü yanlız akşamlar Mor ile solmaya başlayanlar hayaller Bir bir tuale işlenecek ve yeniden Bizler büyük resme bakınca Muhteşem bir tablo ile karşılacağız Ve yeniden hayata dört elle sarılacağız Büyük resim her açıdan güzel görünür Gece gibidir, çirkin olanı saklar, Sahte olanı gömer karanlığına Belli etmez kötülükleri, örter çirkinlikleri Gecenin en karınlık anı g

HUZURUN ŞEHRİ VARNA

Resim
                                     HUZURUN ŞEHRİ VARNA Son ziyaretinde iki yıl kaldığı Varna şehrini çok sever büyük söz ustası büyük Türk ve Dünya şairi Nazım Hikmet. Yanındaki Türk kökenli gazeteciye şöyle bir itirafta bulunur; “Varna’da kendimi memleketime daha yakın hissediyorum. Kokusu, denizi, toprağı… Bana iyi geliyor.” der. * Münevveri'ni özler, sadece karısını özlemekle kalır mı hiç, biricik oğlu Mehmedini o kadar çok derin özlemiştir ki kavuşsa bağrına basacak yarasına merhem edecektir biricik oğlunu. Bu derin çaresiz sızı her geçen gün daha ağır gelmeye başladığında teselliyi, içindeki hasreti, acıyı, kağıda döker ve şu meşhur şiiri ile seslenir canından çok sevdiği Mehmedine; “Karşı yaka memleket, sesleniyorum Varna’dan, işitiyor musun? (…) Oğlum sana sesleniyorum işitiyor musun? Memet! Memet!” Biricik oğlu Mehmedi ve çok sevdiği kadını Münevver aslında çok yakınındadır, aralarında sadece dikenli bir tel vardır, dokunamaz o tellere ama dikenli

Memleketimin Yakınından Geçerken

Resim
                                Memleketimin Yakınından Geçerken Bu sabah yine erkenciyiz, erken kalkan yol alır diyorlar bizde öyle yaptık ve yola koyulduk.  Erken kalkmamıza rağmen Ağustos sıcağının tesirini  üzerimdeki tişort'de  biriken terden iliklerime kadar hissedebiliyorum. Romanya'nın başkenti Bukreş  şehrinden Bulgaristan  Rusçuk kentine dönüyoruz. Otobüsün penceresinden  yeşillikleri görünce sıcak ve bunaltıcı havayı çalışan klimanın da yardımıyla unutarak, hayallere dalıyorum. Romanyanın  özellikle Transilvanya bölgesi aklıma derin bir iz bıraktı. Karpat dağlarını Galatasaraylı Hagi sayesinde çok duymuştum ama kendi gözlerimle görünce büyüleniyor insan. Aklıma Türkiyenin Doğu Karadeniz bölgesi geliyor, güzelim cennet doğu karadeniz yanlız değilmişsin diyorum. İki bölgenin ortak yanları çok, ama akılda kalması için yeşilin her tonunu görüyor, adeta doğanın kollarında yeşillikler cennetinde sörf yapıyor gibi hissediyorsunuz. Krallar şehri  olarak nam salmış Braşov